Mahkemesi :Ağır ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : ... için; 1.059,52 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,... ve ... için; 480,07 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine,

Davacıların 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davalarının kısmen kabulüne ilişkin hükümler, davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davalı vekilinin ve davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacılar ... ve ...’in tazminat davalarının kısmen kabul edilmesi karşısında davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.000 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, eksik şekilde 480 TL vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacılar vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün vekalet ücretine ilişkin A-3. ve B-3. bentlerinin bütünüyle çıkartılarak yerlerine A-3. ve B-3. bent olarak “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.000 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin ayrı ayrı yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı vekilinin ve davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına göre, davacı ...’nın yasa dışı bölücü terör örgütüne yardım etme, görevli memura toplu fiili direnme, toplu nitelikli ızrar ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından tutuklandığı, görevli memura toplu fiili direnme, toplu nitelikli ızrar ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçlar nedeniyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/898 esas - 2009/870 karar sayılı dosyasının 29.09.2009 tarihinde zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği, terör örgütüne yardım ve yataklık etme suçu nedeniyle ... nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 2002/170 esasına kamu davası açıldığı, 22/01/2003 tarih ve 2003/6 karar ile verilen beraat kararının sanıkların aleyhine Cumhuriyet Savcılığınca temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince bozulmasına hükmedildiği, dosyanın aynı mahkemenin 2003/250 esasını aldığı, bu mahkemenin kapanması üzerine dosyanın ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2004/151 esasına kaydının yapıldığı, 06/10/2004 tarih ve 2004/77 sayılı karar ile ... Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği belirtilmiş ve bu dosyanın tüm araştırmalara rağmen temin edilemediğinden bahisle davacının haksız olarak tutuklu kaldığı kabul edilerek tazminata hükmedilmiş ise de, davacı ..."nın, tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının araştırılması bakımından davacı hakkındaki gözaltı tutanakları, tutuklama ve tahliyeye ilişkin müzekkereler, ilgili mahkemelerin kararları ve ilgili tüm belgeler Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneğinin dosya içine alındıktan, ... 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği mahkemedeki dosyanın diğer sanıklarıyla ilgili yapılan işlemlerden de yararlanılarak akıbeti araştırıldıktan ve davacının tutuklandığı suç veya suçlar nedeniyle hakkında verilmiş takipsizlik, beraat veya düşme kararı olup olmadığı tereddüte mahal vermeden belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25.05.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.