12. Ceza Dairesi 2016/408 E. , 2016/8789 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacı vekilinin 07.05.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu araca el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda aracın iadesine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın reddine ilişkin hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davacı şirketin sahibi olduğu çekici ve dorseye 04.06.2007 – 21.12.2009 tarihleri arasında haksız yere el konulmasından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince tazminat davası açtığı, davaya dayanak teşkil eden Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.05.2009 tarih, 2007/415 Esas - 2009/121 Karar sayılı dosyasında, davacıya ait araçla ilgili olarak iyiniyetli üçüncü kişi olmaları sebebiyle iadesi yönünde hüküm kurulduğu, iadeye ilişkin hükmün 19.06.2009 tarihinde kesinleştiği, mahkemece beraat ve iadeye yönelik hükmün kesinleşmesi üzerine Kapıkule Gümrük Müdürlüğüne çekici ve dorsenin sahibine iadesinin sağlanması yönünde 21.12.2009 tarihinde yazı yazıldığı, aynı gün davacıya ait aracın teslim edildiği, 5271 sayılı CMK"nın 142/1. maddesine göre koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği, davacının el konulan aracı teslim aldığı 21.12.2009 tarihli itibariyle dayanak dosyanın kesinleştiğinden haberdar olduğu, tazminat davasının ise 07.05.2010 tarihinde açıldığının anlaşılması karşısında 3 aylık yasal süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 25.05.2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
MUHALEFET ŞERHİ
Tazminat davasının CMK"nın öngördüğü sürede açıldığını düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşlerine aşağıdaki gerekçelerle katılmıyoruz.
Şöyle ki:
Tazminat davasının dayanağı olan dosyanın karar tarihi 08.05.2009 olup kesinleşme tarihi ise 19.06.2009.
Mahkeme beraat kararında sadece araçların TCK"nın 54/1. maddesi gereğince iadesine karar vermiştir. Davacı tazminat davasını 19.06.2010 tarihine kadar açabilecektir.
Mahkeme kararında "aracın hükmün kesinleşmesinden itibaren sanığa iadesine" şeklinde karar vermemiş olup araçlar 21.12.2009 tarihinde davacıya teslim edilmiştir. Kaldı ki karar kesinleştiğinde araçların iadesi şeklinde de hükümde ifade bulunsaydı bile sonuç değişmezdi. Dava 466 sayılı Kanuna göre açılmış bir dava olmayıp, 5271 sayılı CMK hükümlerine tabidir.
Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 142/1. maddesinde kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve herhalde kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat davasının açılabileceği öngörülmüştür.
Kesinleşmiş karar tebliğ edilmediğine göre davacı iş bu tazminat davasını 19.06.2010 tarihine kadar açabilecektir. Öngörülen bu bir yıllık süre dolmadan tazminat davası 07.05.2010 tarihinde açılmıştır. Nitekim Ceza Genel Kurulu"nun 21.12.2010/212-263 karar sayılı ilamında ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarında (12. Ceza Dairesi, 06.04.2016/9027-5827, 21.03.2016/11327-4556, 21.03.2016/11327-4556) kesinleşmiş beraat hükümlerinin tebliğ edilmemesi halinde davanın kesinleşmeden itibaren bir yıllık sürede açılması gerektiği yönündedir.
Mahalli mahkemenin 30.11.2012 tarihli kararı yerinde olup onanması gerekirdi. İsabetli olmayan Dairemizin önceki kararından dönülerek adı geçen karardaki maddi tazminat miktarı olan 11.305,18 lira esası alınıp hükmün bu aşamada düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirdi. Yanlışlıkların düzeltilmesi ancak bu şekilde olabilir.
Davacının 6216 sayılı Kanun"un 45-50. maddeleri gereğince hak arama yolunun açık olduğunu hatırlatarak, davanın CMK"nın 142/1. maddesinde öngörülen bir yıllık sürede açıldığından ve bu aşamada dosya kapsamına göre daha önce verilen hükümdeki kabul edilen 11.305,85 lira maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde hükmün düzeltilerek onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşlerine katılmıyoruz.