22. Hukuk Dairesi 2015/35356 E. , 2016/5721 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret zammı farkı, sosyal yardım, ikramiye, bulaşıcı hastalık primi, fazla mesai ücreti, gece zammı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, asıl işveren olan davalı ... Bakanlığına ait iş yerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak 01.06.2006 tarihinden itibaren çalıştığını, üyesi bulunduğu sendika ile alt işveren arasında 15.07.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere imzalanan toplu iş sözleşmesi gereğince 15.07.2011 tarihinden itibaren ücretine % 5, 15.01.2012 tarihinden itibaren ise yine % 5 zam yapılması gerektiğini, toplu iş sözleşmesi gereğince hak kazandığı sosyal yardım alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek, bir kısım iş alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, ihale makamı konumunda olan müvekkili kurumun işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kısmen kabul kararı Dairemizce, toplu iş sözleşmesin geçici 2. maddesi gereğince, alt işverene Toplu İş Sözleşmesinin tebliğ edildiği tarihin araştırılması gerektiği, ücret fark alacakları için ödeme tarihinin tebliğ tarihinden bir ve iki ay sonra doğacağı dikkate alınarak sonucuna göre dava konusu alacağın muaccel hale gelip gelmediği ve böylece davanın erken açılıp açılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece Yüksek hakem kurul kararının alt işverene tebliğ tarihinin 19.12.2011 yani dava tarihinden önce olduğu belirtilerek kısmen kabul kararı verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-09.05.1960 tarihli ve 1960/21-9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, “Bir mahkemenin Temyiz Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılamaz ve bozma sebebidir, meğer ki bu aykırılık sadece bozma kararında gösterilen bir usul kaidesine ilişkin bulunsun ve son kararın neticesini değiştirecek bir mahiyet arz etmesin. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli müktesep hak yahut usule ait müktesep hak denilmektedir. Usul Kanunumuzda bu şekildeki Usule ait müktesep hakka ilişkin açık bir hüküm konulmuş değilse de Temyizin bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar gayesine dahi ermek üzere kabul edilmiş bulunması bakımından usule ait müktesep hak müessesesi; usul kanununun dayandığı ana esaslardandır ve amme intizamıyla da ilgilidir."
Somut olayda; bozma ilamı öncesi davalı lehine mahkemece 102,49 TL vekalet ücreti takdir edilmiş olup verilen mahkeme kararını sadece davalı bakanlık vekilinin temyiz etmesi karşısında, bozma sonrası yapılan yargılamada usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilmeden davalı lehine 22,82 vekalet ücreti hükmedilmesi bozma sebebidir.
Ancak belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Temyiz konusu hükmün 10. fıkrasında yer alan; “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım için 22,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, rakam ve sözcüklerinin silinerek yerine "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım için 102,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" rakam ve sözcüklerinin eklenmesine; hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.