20. Hukuk Dairesi 2015/10619 E. , 2016/12428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hüküm Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 28/01/2011 havale tarihli dava dilekçesi ile ... ilçesi, Cami köyündeki kadastro çalışmalarında 334 ada 8, 16, 17, 19, 20 ve 36 sayılı parseller ile 332 ada 115 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini, ... ili Çevre ve Orman Müdürlüğünün ... Orman Fidanlığının 1966 yılında ... serisi ... mevkiinde kurulduğunu, bu tarihten itibaren fidanlıkta fidan üretimi yapıldığını ve sulama suyu ihtiyacının ... Yaylası mevkiindeki membalardan karşılandığını, 2008 yılında su sağlayan hattın ve su toplama drenaj ve kaptajların yenilendiğini, yapılan kadastro çalışması ile su ihtiyacı karşılayan membaların bulunduğu alanın davalı parseller içerisinde kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece açılan davanın reddi ile 334 ada 8, 16, 17, 19, 20 ve 36 sayılı parseller ile 332 ada 115 sayılı parselin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2012/14931 E. - 2013/4935 K. sayılı kararı ile "Yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tâbi değildir, istisnalar saklıdır" ve Medenî Kanunun 715. maddesi "Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz. Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait malların kazanılması, bakımı, korunması, işletilmesi ve kullanılması özel kanun hükümlerine tâbidir." Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazlardan geçen suyun öncelikle genel su, özel su, kaynak suyu mu olduğunun incelenmesi gerektiğinden, jeoloji mühendisinden suyun kaynağının neresi olduğunu ve hangi nitelikte su olduğunu belirten doyurucu rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği takdirde, 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi
gereğince tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... ili, ... ilçesi, Cami Mahallesinde bulunan, 334 ada 16 ve 19 parsel sayılı taşınmazların tespitinin iptali ile bu taşınmazların genel su olduğundan tespit dışı bırakılmalarına, dava konusu ... ilçesi, Cami Mahallesinde bulunan, 334 ada 8, 17, 20 ve 36, 332 ada 115 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 2010 yılında yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 21/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.