3. Hukuk Dairesi 2012/21342 E. , 2013/3581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 21.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vek.Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı vek.Av. ... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 05.03.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili 16.05.2011 tarihli dava dilekçesinde, davacı ile davalının 1993 yılında yaptıkları sözlü anlaşma gereğince Altın Güneş Yapı Kooperatifinde bulunan yazlık evin 1/2 payı davacıya ait olacak şekilde kararlaştırdıklarını, davacının kooperatif giderlerini eşit ödediğini, davalıya güvendiği için kooperatif hissesinin davalı adına yapıldığını, daha sonra tapuyu davalının kendi adına aldığını ve 07.06.2006 tarihinde dava dışı ..."a sattığını, olayı 25.01.2011 tarihinde öğrendiğini belirterek, taşınmazın 1/2 pay karşılığı 21.000 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davalının 1989 yılında kooperatif üyesi olduğunu, daha sonra 1993 yılında davacının 6.000.000 TL ödemesi karşılığında ortak olmak üzere anlaşma yapıldığını, davacının edimini yerine getirmediğini, buna rağmen 09.02.2011 tarihinde davacıya 14.000 TL para gönderdiğini beyan etmiş, zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
Mahkemece, davacının 1993 yılında ödeme yaptığını ileri sürdüğünü, kooperatifin davalı adına 2004"de devri yapıldığını, davacının ödeme yaptığı ispatlansa dahi zamanaşımına uğradığını, davacının sözlü anlaşma ile aldığı payın akıbetiyle ilgilenmemesi, bu süre içinde anlaşma gereğinin yapılmasını istemeyişi hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından davacının sözlü anlaşma ile 1/2 payın kendisinin olduğunu iddia ettiği 1379 parselde 61 nolu dubleks evin davalı ... adına 12.05.2004 tarihinde tescil edildiği, davalı tarafından 07.06.2006 tarihinde dava dışı ..."a tapuda devredildiği, bu davanın ise 16.05.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekili dava dilekçesini 23.05.2011 tarihinde tebliğ etmesine rağmen, HUMK"nun 195.maddesi (HMK"nun 126- 127. maddeleri) gereğince yasal süresinden sonra 21.06.2011 tarihinde cevap dilekçesi ile zamanaşımı def"inde bulunmuştur. 22.06.2011 tarihli ilk celsede, davalı vekilinin cevap dilekçesi okunup davacı vekiline elden tebliğ edilmiş, davacı vekilinin 30.06.2011 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise zamanaşımı def"inin süresinde yapılmadığından bahisle itiraz edilmiştir.
HUMK."nun 187.maddesi (HMK"nun 116 ve 130. maddeleri) gereğince, zamanaşımı savunması ilk itirazlardan olmamasına karşın, onun her zaman ileri sürülebileceği anlamına gelmeyeceği açıktır. İlk itirazlar, kanunda gösterilen süreden sonra ileri sürülemez.
Davalı vekilinin yasal süreden sonra esasa cevap verdiği dilekçesinde; zamanaşımı def"inde bulunması, HUMK"nun 202.maddesi (HMK"nun 141.maddesi) gereğince savunmanın genişletilmesi olarak kabul edilir. Karşı tarafın (davacının) muvafakatı olmadıkça davalı savunmasını genişletemez.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda öncelikle davanın zamanaşımı yönünden incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece; bu konuda gerekli araştırma yapılmadan ve olumlu ya da olumsuz bir sonuca ulaşmadan davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.