11. Hukuk Dairesi 2014/12767 E. , 2014/19719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/11/2013 tarih ve 2011/551-2013/817 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin dava konusu markasını dayanak göstererek müvekkiline ihtarnameler çektiğini ve Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğunu, davalının bu eylemlerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu davalıya ait 2004/46154 tescil nolu “...+ şekil” ibareli markanın hükümsüz kılınması gerektiğini, zira davalı şirketin 2000 14425 nolu 29, 30 ve 32. sınıflar için tescilli düz yazı “...” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının elinde tescil belgesi olmasına rağmen ...ibareli fakat şekil unsuru da içeren dava konusu marka başvurusunu yapmasının kötüniyetli olduğunu, davalı şirketin bu markayı tescil ettirmekteki amacının, tek başına marka veya tasarım olarak tescil ettiremeyeceğini bildiği şekil unsurunu başka bir marka ile tescil ettirerek markasal hak elde etmek olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli 2004/46154 tescil nolu ...+şekil ibareli markanın 556 sayılı KHK"nın 35 ve 42. maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu markanın 7 yıldan beri tescilli olduğunu, davacının uzun süre sessiz kalarak bu hakkını kaybettiğini, davacı yanın MK"nın 2. maddesine aykırı bir şekilde hareket ettiğini, müvekkilinin markasının ayırt edilebilir özelliği bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hükümsüzlüğü talep edilen davalıya ait 2004/46154 tescil numaralı ...+Şekil markasının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanınmış bir marka olduğu, taraflar aynı iş kolunda iştigal edip davalının kullanmış olduğu markanın davacı tarafından bilinmesine rağmen uzun süre sessiz kalarak dava hakkını kaybettiği, davacı taraf sesiz kaldığı zaman zarfında davalının marka ile ulaştığı iktisadi durumu terk edemeyecek veya istenemeyecek duruma geldiği, kaldı ki davalıya ait tescilli markanın kelime ve şekil unsurlarının bir bütün halinde ayırt edicilik vasfına sahip olduğu, ambalaj unsurunun ise davalıya inhisari bir hak sağlayamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece 5 yıllık süre geçtikten sonra hükümsüzlük davasının açıldığı belirtilmiş ve davalının dava konusu markasının tescilinin 26/12/2006 tarihinde gerçekleşmiş olması, davanın da 11/07/2011 tarihinde açılmış bulunması nedeniyle mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde değil ise de, diğer delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.