11. Hukuk Dairesi 2014/12477 E. , 2014/19732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2011/334-2014/58
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/03/2014 tarih ve 2011/334-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil şirketin otomotiv sektöründe dünyanın en büyük üreticisi olduğunu ve Türkiye’de de yakından bilindiğini, HUMMER markalı araçların ilk versiyonunun 1979 yılında hazırlandığını, Amerikan ordusunda kullanılageldiğini, daha sonra sivil versiyonlarının üretildiğini, markanın tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin 5.5.2000 tarih ve 2000/8650 nolu markanın sahibi olduğunu, yine 21.03.2005 tarihinde HUMMER ibaresi için başvuru yaptığını, davalının bir dönem HUMMER markalı araçların Türkiye’deki distribütörlüğünü üstlendiğini ve bu dönemde davaya konu 4.8.1998 tarih ve 200022 nolu HUMMER, 04.08.1998 tarih ve 201392 nolu HUMMER, 07.05.1997 tarih ve 181840 nolu HUMMER+şekil; 4.8.1998 tarih ve 199307 nolu HUMMER+şekil markalarını kendi adına tescil ettirdiğini, davalının sadece ibareleri değil, silueti kendilerine ait araçları da marka olarak tescil ettirdiğini ancak davalının bu markaları kullanmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli 181840 numaralı HUMMER şekil, 199307 HUMMER şekil, 200022 numaralı HUMMER ve 201392 nolu HUMMER markalarının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının İstanbul 1 nolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2005/399 esas sayılı dosyasında da hükümsüzlüğe ilişkin talepte bulunduğunu ve davanın 5 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının uzun bir süre sessiz kaldığını, MK. 2. maddesi uyarınca davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirketin markalarını ciddi şekilde kullandığını, HUMMER markasının tescilli olduğu tüm sınıflar için kullanıldığını, projeler geliştirildiğini, web sayfalarında, kataloglarında gerek kendi gerekse lisans verdiği kimseler tarafından kullanıldığını, AR-GE çalışmaları ile resmi ve özel kurumlarda kullanıldığını, davacının kötüniyetle bu davayı açtığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının otomotiv kiralama hizmetleri yönünden ilgili dönemde az sayıda da olsa markasal kullanımının bulunduğu, davalının bu sınıf yönünden markasını ayırt edici unsurunu değiştirmeksizin kullandığı, davalının markasını ayakkabılar, ayak giysileri, botlar, spor ayakkabılar, çizmeler yönünden ciddi ve pazar payı yaratacak kullanımının bulunduğu, ibraz edilen az sayıdaki giyim eşyası numunelerinin ne zaman üretildiklerinin belli olmadığı, ibraz edilen reklam bandının markasal kullanımı ispata yeterli olmadığı, helikopter üretimi için ar-ge çalışması yapılmasının markasal kullanımı göstermediği, yurt dışında bir otele ait olduğu anlaşılan çok az miktarda ve tescilden farklı tanıtımların kullanıma delil teşkil
edemeyeceği gerekçesiyle davalı adına tescilli 97/006235 nolu HUMMER+Şekil markası yönünden hükümsüzlük talebinin reddine, 98/010642 nolu HUMMER ibareli markanın sadece ayak giysileri, ayakkabılar, botlar, spor ayakkabılar, çizmeler bakımından kullanıldığı anlaşılmakla bu emtialar yönünden hükümsüzlük talebinin reddine, bu emtialar dışındaki tüm mallar yönünden kullanmama nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne, 98/010640 nolu HUMMER ibareli marka ile 98/010643 nolu HUMMER +Şekil ibareli markaların kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacı şirketin tamamen iptal edildiğini, kapandığını, hali hazırda hukuken geçerli bir tüzel kişiliğinin bulunmadığını belirterek davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde yer alan 23.1.2014 tarihli tercüme evrakında da Genaral M.C.. adlı şirketin varlığını sürdürmediği, tüm belgelerin General Motors LLC olarak belirtilmesinin gerektiğine değinilmiştir. Benzer hukuki sebeplerle açılan Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2006/448 esas 2011/235 karar sayılı dava dosyasında da davacı General M.. Corporation şirketinin dava konusu edilen markayı devrettiği, bu doğrultuda müddeabihi devralan sıfatıyla General Motors LLC şirketinin davaya iştirak ettiği görülmüştür. Yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekli hususlardan olan taraf ve dava ehliyeti HMK"nın 114. maddesinde dava şartları içerisinde sayılmıştır. Bu açıklamalar uyarınca mahkemece öncelikle davacının taraf ve dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususu araştırılmaksızın işin esası incelenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına, (2) no"lu bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.