10. Hukuk Dairesi 2016/1812 E. , 2016/2370 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, çalıştığı iş ve hizmetin geçtiği yer itibariyle 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde tanınan itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyarak, davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, davacının Ocak 2000 – Ocak 2004 tarihleri arasında 854 sayılı Yasa kapsamında toplam 112 gün gemi adamı niteliğinde çalışmakta olduğunun tespitine fazlaya ilişkin taleplerin reddine 26.01.2012 tarihli hükmü, tarafların vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29.03.2012 tarihli ilamı ile davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, 506 sayılı Kanunun Ek 5. md kapsamında yararlanması gerekilen sürenin itibari hizmet süresi yerine gemi adamı olarak belirtilmesi ve mahkemece, davacı tarafın 01.01.2000 tarihinden öncesi dönemi ispat edemediğinden bahisle bu dönemden redde dair hüküm, davalı işyerinden gönderilen cevabi yazı ile yetinilmeyerek, re"sen belirlenecek işyeri çalışanlarının tanık olarak ifadelerine başvurularak, davacının 2000 yılı sonrası işyeri kayıtlarında, denizde geçmiş süre olarak belirtilen sürelerle eş ya da benzer nicelikte anılan maddeden yararlanmayı gerektirecek çalışmanın devam edip etmediği olgusu saptanarak diğer bilgilerle desteklenmesi karşısında bu verilerde dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş Mahkemece, Dairemizin anılan bozma ilamına doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda tanıklar dinlenmiş, davacıya ait maaş ödemelerinin yapıldığı ilgili bankadan, hesap dökümü getirtilmiş, bilirkişi raporundaki kanaat esas alınarak, davacının 02.11.1998 ila 31.12.2003 tarihleri arasındaki çalışmaları yönünden itibari hizmet süresinin tespitine karar verilmiştir.
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, işyerindeki çalışma gün ve saati üzerinden hesaplama yapıldığı, yıllık ücretli izin süreleri ve çalışmanın gerçekleşmediği sair tatil günlerinin hesaplamaya dahil edilmediği belirtilmesine rağmen, bilirkişi raporu hesaplamaya esas süreler ve dahil edilmeyen süreler açıkça belirtilmediğinden denetime elverişli olmadığı gibi gerek Dairemizin gerek ise Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uygun değildir.
Dinlenen tanık beyanları, davacı adına 2000 – 2003 yıllarına ilişkin denizde geçen sürelere ilişkin belirtilen süreler ve gerek Dairemizin gerek ise Hukuk Genel Kurulunun bozma nedenleri ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, davacının bozma konusu yapılan 2000 yılı öncesi dönem yönünden, davacının çalışmasının %50"sinin, sefer halindeki gemide ve limanda bekleyen geminin sefere hazırlanması, bakım, onarım gibi konumlarda fiilen gemide görevli olarak, denizle bağlantısı kopmadan çalışması bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılacak iş; davacının, 2000 yılından önce davalı işyerinden bildirilen sigortalılık süresinin %50"si denizde geçen çalışma süresi olarak değerlendirilerek, 506 sayılı Kanunun F.k 5. maddesinin 3. fıkrasının "... Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0.25) formülü uygulanır." hükmü gereği, tespit edilen denizde geçen çalışma süresinin 0.25 ile çarpımı sonucu itibari hizmet süresinin tespit edilip, tespit edilen itibari hizmet süresinin,Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 16.05.2000 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanan 18.02.2000 gün ve 1997/1 Esas - 2000/1 Karar sayılı kararı uyarınca, salt sigortalılık süresine eklenmesi gerektiği gözetilerek, karar verilmelidir.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekili ile davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.