Esas No: 2015/16984
Karar No: 2016/12486
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16984 Esas 2016/12486 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..., asli müdahiller ile ... vekili, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
23.05.2008 tarihinde 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 1.341 hektar 6.307,13 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar ..., ..., ..., ... ve ...; tapu kayıtlarına tutunarak 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kadastro tespitinin iptal edilip orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, 101 ada 1 sayılı parsele yönelik açılan tüm davalar temyize konu dava ile birleştirilmiştir.
Katılanlar ..., ..., ..., ... vekili 13/01/2015 tarihli dilekçe ile; ırsen intikal ve tapu kayıtlarına tutunarak 101 ada 1 sayılı parselin bir bölümünün müvekkilleri adlarına tapuya tescili isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davalarının ve katılanların davasının kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; fen bilirkişileri ..., ... ve ... tarafından ortak düzenlenen 01/07/2013 tarihli rapor ve krokide "1, 3, 5 ve 6" numara ile işaretlenen sırasıyla 41.406,82 m², 21.785,01 m², 34.594,01 m² ve 41.651,53 m² yüzölçümlü kesimlerinin ..."na ait tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, tapu kayıt miktar fazlası bölümler yönünden zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle anılan taşınmazların 1/6"şar paylarla ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya tapuya tesciline, "2 ve 4" numara ile işaretlenen sırasıyla 22.523,89 m² ve 114.531,88 m² yüzölçümlü bölümlerinin davacılara ait tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, tapu kayıt miktar fazlası bölümler yönünden zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle anılan taşınmazların 1/9"ar paylarla ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına tapuya tesciline, "7, 10/A ve 11/A" ile işaretlenen sırasıyla 39.069,82 m², 7.373 m² ve 7373 m² yüzölçümlü kesimlerinin davacılardan ... ve ..."lara ait tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, tapu kayıt miktar fazlası bölümler yönünden zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle anılan taşınmazların 1/3"er paylarla ..., ..., ... adlarına tapuya tesciline, " 8, 9, 10/B, 11/B ve 12 rakamı ile işaretlenen taşınmazların aynı parsel numarası ile tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalılardan Hazine tarafından temyiz süresi içinde, davacı ... ve katılanlar vekili ile davalı ... Yönetimi vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
1) Davacı ... ve katılanlar vekili ile davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Mahkeme hükmü Orman Yönetimi vekiline 27.02.2015 tarihinde, davacı ..."nun ve davalı Hazinenin temyiz dilekçeleri 14.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, Orman Yönetimi vekili hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş ise de 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/2. maddesinde öngörülen 10 günlük karşı temyiz süresinden sonra 27.04.2015 tarihinde temyiz dilekçesi verilmiştir. Yine, davacı ... ve katılanlar vekiline mahkeme hükmü 27.02.2015 tarihinde, davacı ..."nun ve davalı Hazinenin temyiz dilekçesi 13.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, anılan kişilerin vekili hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş ise de 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/2. maddesinde öngörülen 10 günlük karşı temyiz süresinden sonra 28.04.2015 tarihinde temyiz dilekçesi verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen temyiz dilekçelerinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (10/A) ve (11/A) ile işaretlenen kesimlere yönelik temyiz itirazları yönünden;
Hükme dayanak yapılan uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu yerlerin bozuk baltalık meşe orman örtüsü ile kaplı bulunduğu, orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiştir. Devlet Ormanları Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 169/1-2, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D, 18/2 maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu ve Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre tâbi servet niteliğinde olup, özel mülkiyete konu olamaz. Ormanlar tapu kaydı, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla veya başka bir yol ile kazanılamaz. Tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olup, diğer fıkraları da 3.3.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırıldığından bu yollarla ormandan yer kazanılamaz. Bu sebeplerle 101 ada 1 sayılı parselin 10/A ve 11/A ile işaretlenen kesimlerine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3) Davacı ..."nun 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (10/A) ve (11/A) ile işaretlenen kesimlere yönelik temyiz itirazları yönünden; temyize konu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğine, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla ormanların kazanılamayacağına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
4) Davacı ... ve davalı Hazinenin 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri ..., ... ve ... tarafından ortak düzenlenen 01/07/2013 tarihli rapor ve krokide 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 rakamı ile işaretlenen taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucu temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğinden Hazinenin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Yine davacı ...; kardeşi ..."nun babası ..."in mirasını reddettiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1962/36 E. - 1962/74 K. sayılı kararıyla reddi mirasın tesciline karar verildiğini ileri sürmüş ise de TMK"nın 611. maddesinde "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer" hükmüne yer verildiğinden anılan yasal düzenleme uyarınca reddedilen miras payı mirası reddedenin mirasçılarına intikal eder. Bu sebeple, ..."nun bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı ... ile davalı Hazinenin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mahkemece 1 sayılı taşınmaza uygulanan Mayıs 949 tarih 12 sıra nolu 55.000 m² yüzölçümlü tapu kaydının geldisi olan Mayıs 324 tarih 87 sıra nolu tapunun 1/3 pay itibariyle ... adına kayıtlı olduğu, Mayıs 949 tarih 12 sıra nolu tapunun ise 2/3 pay itibariyle ..."nın kök murisi olan ... oğlu ..."ın mirasçıları adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacılardan ..."nun babası ve davacılardan ... ile katılanlar ..., ..., ... ve ..."nun büyük babaları olan ..."ninde Mayıs 1949 tarih 12 sıra nolu tapu kaydında 78/640 pay itibariyle malik olduğu, yine 2 nolu taşınmaza uygulanan 02.03.1961 tarih 18 sıra nolu 5.000 m² yüzölçümlü tapu kaydının 6/64 pay itibariyle ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, anılan kaydın kökü olan Şubat 335 Daimi 22 sıra nolu tapu ise 1/8"er pay itibariyle İbrahim oğlu ... (..."nın kök murisi), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, yine 3 nolu taşınmaza uygulanan Mayıs 949 tarih 9-25 nolu 7.352 m2 yüzölçümlü tapu kaydının geldisi olan Mayıs 324 tarih 84 sıra nolu tapunun 1/3 pay itibariyle ... adına kayıtlı olduğu, Mayıs 949 tarih 9-25 nolu tapunun ise 2/3 pay itibariyle ..."nın kök murisi olan ... oğlu ..."ın mirasçıları adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacılardan ..."nun babası ve davacılardan ... ile katılanlar ..., ..., ... ve ..."nun büyük babaları olan ..."ninde Mayıs 1949 tarih 12 sıra nolu tapu kaydında 78/640 pay itibariyle malik olduğu, 4 nolu taşınmaza uygulanan 02.03.1961 tarih 19 sıra nolu 12.000 m² yüzölçümlü tapu kaydının 6/64 pay itibariyle ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, anılan kaydın kökü olan Şubat 335 Daimi 23 sıra nolu tapunun ise 1/8"er pay itibariyle ... oğlu ... (... kök murisi), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, 5 ve 7 nolu taşınmazlara uygulanan Mayıs 949 tarih 11 sıra nolu 20.000 m² yüzölçümlü tapu kaydının geldisi olan Mayıs 324 tarih 86 sıra nolu tapunun 1/3 pay itibariyle ... adına kayıtlı olduğu, Mayıs 949 tarih 11 sıra nolu tapunun ise 2/3 pay itibariyle ..."nın kök murisi olan ... oğlu ..."ın mirasçıları adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacılardan ..."nun babası ve davacılardan ... ile katılanlar ..., ..., ... ve ..."nun büyük babaları olan ..."ninde Mayıs 1949 tarih 12 sıra nolu tapu kaydında 78/640 pay itibariyle malik olduğu, yine 6 ve 7 nolu taşınmazlara uygulanan 11.05.1965 tarih 2 sıra nolu 21.000 m² yüzölçümlü tapu kaydının 1/2 payının ... oğlu ... 1/2 payının ise ... oğulları ..., ... ve ... kızı ... adlarına kayıtlı olduğu, anılan kaydın Şubat 1335 tarih 29 sıra nolu sicilden geldiği (dosyada yok), 7 nolu taşınmaza uygulanan Mayıs 949 tarih 10 sıra nolu tapu kaydının geldisi olan 22 dönüm yüzölçümlü Mayıs 324 tarih 85 sıra nolu tapunun 1/3 pay itibariyle ... adına kayıtlı olduğu, Mayıs 949 tarih 10 sıra nolu tapunun ise 2/3 pay itibariyle ...nın kök murisi olan ... oğlu ..."ın mirasçıları adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacılardan ..."nun babası ve davacılardan ... ile katılanlar ..., ..., ... ve ..."nun büyük babaları olan ..."ninde Mayıs 1949 tarih 10 sıra nolu tapu kaydında 78/640 pay itibariyle malik olduğu anlaşılmaktadır.
Hükme dayanak yapılan fen raporunda 7 nolu taşınmaza ..."na ait Mayıs 949 tarih 10 ve 11 sıra nolu tapu kayıtları ile ... ve ..."lara ait 11.05.1965 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının sınırları itibariyle uyduğu belirtildiği halde, anılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmeden, revizyon görüp görmedikleri araştırılmadan, hangi tapu kaydına hangi sebeple değer verildiği açıklanmadan 7 sayılı taşınmaz ..., ..., ... adlarına tescil edilmiştir.
Mahkemece 2 sayılı taşınmaza 02.03.1961 tarih 18 ve 4 sayılı taşınmaza ise 02.03.1961 tarih 19 sıra nolu pay tapularının uyduğu belirtildiği halde, tüm paylara ilişkin tapular getirtilmeden, revizyon görüp görmedikleri, paydaşlar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, tapu kayıtlarındaki payların kimlere ne şekilde intikal ettiği ve pay oranları belirlenmeden 2 ve 4 sayılı taşınmazlarda eşit paylarla davacılar ve katılanlar adlarına tescil edilmiştir.
Yine mahkemece 1, 3 ve 5 sayılı taşınmazlara uygulanan yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan tapu kayıtlarıda pay tapusu oldukları halde tüm paylara ilişkin tapular getirtilmeden, revizyon görüp görmedikleri, paydaşlar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, tapu kayıtlarındaki payların kimlere ne şekilde intikal ettiği ve pay oranları belirlenmeden, tapu kayıtları yöntemince uygulanmadan anılan taşınmazlar davacılardan ..., ... ile katılanlar ..., ..., ... ve ... adlarına eşit paylarla tescil edilmiştir.
Öte yandan, fen bilirkişi raporunda 6 ve 7 sayılı taşınmazlara Şubat 1335 tarih 29 sıra nolu sicilden gelen 11.05.1962 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının uyduğu belirtildiği anılan tapu kaydıda ... oğlu ..., ... oğulları ..., ... ve ... kızı ... adlarına kayıtlı olduğu halde, ..."na ne şekilde geçtiği belirlenmeden 6 nolu taşınmaz ..., ... ile katılanlar adlarına tescil edilmiştir.
Diğer taraftan, 12.04.2013 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... 7 nolu taşınmazın ... ve ... ailesi tarafından kullanıldığını ifade ettiği, aynı keşifte dinlenen tanık ... ise 7 nolu taşınmazın ..."na ait olduğunu, onlarında ..."dan satın aldıklarını, ... tarafından ... ve ... ailelerine kiraya verilmek suretiyle kullanıldığını belirttiği her iki beyan birbiriyle çelişik olduğu halde mahkeme anılan çelişki üzerinde durulup yöntemince giderilmeden karar verilmiştir.
Yine 12.04.2013 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... ve ... ; 2 nolu taşınmazın ..., ... ve ... ailesine ait olduğunu, ... ve ... ailesi tarafından ekilip biçildiğini elde edilen gelirden ..."na payları oranında bedel ödediklerini, pay oranlarını bilmediklerini belirttikleri, tanık ... ise taşınmazın ... tarafından ... ve ... ailelerine kiraya verilmek suretiyle kullanıldığını ifade ettiği, böylelikle yerel bilirkişi ve tanık anlatımları birbiriyle çelişik olduğu halde mahkemece anılan çelişki üzerinde durulup yöntemince giderilmeden karar verilmiştir. Ayrıca davacılardan ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/219E-1983/3K sayılı şufa kararına dayandığı halde, mahkemece anılan dava dosyası getirtilip incelenmemiş, ... ve ..."ların tutundukları tapu kayıtlarıyla ilgisinin olup olmadığı tespit edilmemiştir.
Bunlardan ayrı, davacılardan ... ile katılanlar; davacı ..."nun kardeşi olan ..."nun mirasçılarıdır. ..."nın dayandıkları tapularda ... ve ..."nun babaları ... ve dedeleri ... oğlu ..."nun paylarının bulunduğu, ... ile ... oğlu ..."ın davada taraf olmayan pek çok mirasçılarınında olduğu görülmektedir.Davacılardan ..."da çekişmeli taşınmazlarda babası ... ile dedesi ... oğlu ..."den gelen paylarında olduğunu, diğer mirasçılarında haklarının bulunduğunu iddia etmiştir.
Bilindiği üzere Kadastro Kanunları tasfiye niteliğinde kanunlar olup, uyuşmazlıkların uzun süre askıda tutulmasını önlemek ve biran evvel sonuçlandırmak amacını taşımaktadırlar. Bu nitelikleri gereği de Kadastro hâkimleri 3402 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca doğru sicil oluşturmakla görevlidir.
3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinde “...davayı açan mirasçı dışında başka mirasçıların da bulunduğunun anlaşılması halinde hakim re"sen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmazın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacılar dışında başka mirasçılarında bulunduğu anlaşıldığı halde, mahkemece 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca re"sen gerekli inceleme ve araştırma yapılarak çekişmeli konusu taşınmazların gerçek hak sahibi veya sahipleri belirlenmemiştir.
Kabule göre de, infazda duraksama yaratacak şekilde çekişmeli 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamı yerine sadece dava edilen kesimleri hakkında hüküm kurulması da isabetsizdir.
Hal böyle olunca öncelikle davacıların tutundukları tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri, revizyon görmüş iseler revizyon parsellerine ait kadastro tespit tutanakları tapu müdürlüğünden sorulup istenmeli, komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları var ise dayanak belgeleri getirtilmeli, taraf tanıkları, yerel bilirkişiler, kadastro tespit bilirkişileri ve fen bilirkişi huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, dayanak tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her bir sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, dayanak tapuların kapsamı 3402 sayılı Kanunun 20. maddesine uygun olarak belirlenmeli, dayanak tapu kayıtları pay tapusu olduğundan tapu malikleri arasında taksim edilip edilmediği, taksime tabi tutulmuş ise kim veya kimlere isabet ettiği, taşınmazların kimden kime kaldığı, kim/kimler tarafından ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzun süreli fiili kullanımın taksime karine teşkil ettiği, kök murisin mirasçıları arasında taksim yapılmamış ise mirasçı ya da mirasçıların taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin tereke adına olduğu, mirasçılar arasında zilyetlik ile taşınmaz edinme hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeli, çekişmeli taşınmazların kısmen veya tamamen dayanak tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldıklarının tespit edilmesi halinde, belirlenecek hak sahipleri yönünden 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırması yapılmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... ve katılanlar vekili ile davalı ... Yönetimi vekilinin TEMYİZ DİLEKÇELERİNİN SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (10/A) ve (11/A) ile işaretlenen kesimlere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile anılan yerlere ilişkin hükmün BOZULMASINA,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle, davacı ..."nun 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (10/A) ve (11/A) ile işaretlenen kesimlere yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
4) Dördüncü bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri ..., ... ve ... tarafından ortak düzenlenen 01/07/2013 tarihli rapor ve krokide 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 rakamı ile işaretlenen taşınmazlara yönelik hükmün BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine 22/12/2016 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.