23. Hukuk Dairesi 2011/4794 E. , 2012/2840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin ... Birliği Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi üyesi olduğunu, tapu kayıt maliki olduğu arsayı S.S. ... Kooperatifine kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile verdiğini, zaman içerisinde iki kooperatifin birleştiğini, müvekkilinin birleşmeden önce arsa sahibi olan... Birliği Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi"nin üyesi sıfatıyla bir dairesi, bilahare bir daire satın alması nedeniyle iki bağımsız bölüm maliki olduğunu, müvekkilinin arsa maliki olması nedeniyle sözkonusu üyeliğinin farklı statüde olduğunu, sonradan satın aldığı bağımsız bölümle ilgili üyeliğinin bulunmadığını, davalı tarafından istenilmiş olan (elektrik ve su abonelikleri, tapu masrafı ve oturma rapor alımı masrafı) paraları ödediğini, ancak yapmış olduğu ödemelerin afaki olduğunu anladığını, bu nedenle fazla ödeme ve arsa parasından payına düşen miktarın tahsili için icra takibine başladığını, davalının anılan takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifte iki ortaklığı bulunduğu, davalı kooperatifin genel kurulunda kararlaştırdığı ödemeleri yapmak zorunda olduğu, bunların iadesini isteyemeyeceği, bu ödemelerin iadesi için başlattığı takibe davalı tarafından yapılan itirazın haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava, davacının farklı statüde ortak olduğunda davalı kooperatife fazla yaptığını iddia ettiği ödemelerin istirdadı için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürülükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
Somut olayda ise, davacı sahibi olduğu bağımsız bölümlerden birisi açısından davalı kooperatifin farklı statüde ortağı olması, diğeri açısından ise üyesi olmadığı nedenine dayalı olarak sorumlu olmadığı halde fazla ödediğini iddia ettiği miktarın istirdadını talep etmesine göre, davacının ortak olup olmadığı ve ortaklık statüsünün tespiti bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava, malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının ve ortaklık
statüsünün belirlenmesi istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.