Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3837
Karar No: 2021/7060
Karar Tarihi: 23.06.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3837 Esas 2021/7060 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/3837 E.  ,  2021/7060 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün; davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, asıl davada; 31.01.2001 tarihli sözleşme ile davalıdan enerji satın aldığını, daha sonra imzalanan 06.08.2003 tarihli sözleşme ile ..."de kurulan santralde üretilecek elektrik enerjisinin Enerji Satış Anlaşması(ESA) hükümlerine uygun olarak direk baradan enerji almak için anlaşma yapıldığını, buna göre ... Tek Terimli Sanayi Perakende Birim Fiyatına göre %16 indirimli enerji alınmasının kararlaştırıldığını, direk baradan elektrik almak için beton trafo köşkü, hücre, akü, kablo, proje ve onay gibi yatırım bedeli harcadıklarını, daha sonra davalının 06.08.2003 tarihli sözleşmeyi feshettiklerini belirten 17.10.2006 tarihli ihtarı ile taraflar arasındaki ilişkinin 31.01.2007 tarihinde sona erdiğini ileri sürerek; sözleşmeye aykırı olarak fazla tahakkuk edilen fatura bedeli 5.000 TL (ıslah ile 175.354 TL), enerji temini için yapılan yatırım bedeli 5.000 TL (ıslah ile 105.068 TL) alacağın tahsilini talep etmiş, birleşen davada ise; 06.08.2003 tarihli ve 5 yıl süreli sözleşme gereğince %16 indirimli elektrik enerjisinden yararlanmış olması halinde yoksun kaldıkları kâr bedeli 10.000 TL (ıslah ile 148.226,56 TL) alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacı ile önce 31.01.2001 tarihli sözleşmenin imzalandığını, daha sonra ucuz ve doğrudan elektrik almak için 06.08.2003 tarihli sözleşmenin imzalandığını, direk baradan elektrik alma işleminin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca iptal edildiğini, davacıya 31.01.2001 tarihli eski sözleşme gereğince elektrik verilmeye devam edildiğini, bu sözleşmenin de 17.10.2006 tarihinde feshedildiğini, davacının yaptığı yatırımlardan sorumlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Dairece verilen 2013/19821 E. 2014/2816 K. Sayılı ve 25.02.2014 tarihli kararla;"... davada, 06.08.2003 tarihli sözleşmeden doğan edimini diğer tarafa güvenerek ifa eden davacı taraf, sözleşmenin geçerli olmaması ve yerine getirilmemesinden dolayı uğradığı zararını talep edebilir ise de; sözleşmenin diğer tarafı olan davacının gerekli inceleme ve araştırma yapmadan yatırım yapmasından, başka bir ifadeyle zararın artmasında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, buna ilişkin zarardan indirim gerekip gerekmediği tartışılmadan, ayrıca yaptığı yatırımların davacı tarafta kaldığı anlaşıldığına göre bunlardan başka bir şekilde yararlanıp yararlanmadığı, davacının başka enerji satış şirketinden indirimli elektrik temin edip edemeyeceği, %16 indirimli elektrikten daha ucuza elektrik satın alma şansının olup olmadığının araştırılması gerekirken, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 06/03/2003 tarihli sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca %16 oranındaki sözleşmesel elektrik ücreti indirim bedeli olarak 175.354,13 TL ve ucuz enerji temin etmek amacı ile yapılmış bulunan yatırım bedeli 39.105,22 TL olmak üzere toplam 214.459,35TL menfi zararın davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, müspet zararın tazminine ilişkin istemin koşulları oluşmadığından birleşen davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Dairece verilen 2016/12535 E. 2017/11161 K. Sayılı ve 06.07.2017 tarihli kararla; “....bozma kararına uymakla birlikte bozma gereğini yerine getirilmediği, zira; davacının zararın artmasında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması için dosya içerisindeki bilgi, belgeler, EPDK, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, TREDAŞ yazıları ile taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenerek sonucu dairesinde karar verilmesi gerkirken mahkemece sadece bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesine göre karar verildiği, davacının yaptığı yatırımların kullanılıp kullanılmadığının mahallinde keşif marifetiyle araştırılması gerektiği halde keşif yapılmadan dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu sonucuna göre karar verildiği, son olarak, davacının başka enerji satış şirketinden indirimli elektrik temin edip edemeyeceği, %16 indirimli elektrikten daha ucuza elektrik satın alma şansının olup olmadığının araştırılması gerektiği belirtildiği halde, mahkemece gerekli araştırma yapılmadan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davada; davacının üç talebinin olduğu, bilirkişi raporu doğrultusunda indirim yapılmaksızın tahsil edilen bedele ilişkin 175.354,13 TL, yatırım bedeli yönünden % 20 müterafik kusur indirim uygulanması suretiyle 53.153,85 TL, üçüncü talep olan, davacının yeni indirimli sözleşme imzalanıncaya kadar alacağı indirim bedelinin de 4.964,53 TL belirlendiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile toplam 233.472,51-TL"nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın daha önce bozma nedeni yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz etmiştir.
    1) Davacı vekilinin katılma yoluyla temyizinin incelenmesinde;
    Davacı vekili, hükmü tebliğden sonraki 15 gün içinde temyiz etmeyip, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte (katılma yoluyla) temyiz etmiştir.
    HUMK"nın 433/2. maddesi gereğince, katılma yoluyla temyiz süresi 10 gün ise de, davalı tarafından hüküm 10 gün içinde temyiz edilmemiştir. Davalının temyiz dilekçesi, davacı vekiline 19/04/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi ise 10 günlük süre geçirildikten sonra 03/05/2021 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekir.
    2) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    3) 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesi hükmüne göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. Öğreti ve uygulamada, taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural; sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturan her bir alacak kaleminin dayanağını oluşturan vakıalar yönünden de uygulanır.
    Somut olayda; asıl dava dilekçesi ile davacının iki alacak kalemi yönünden talebinin bulunduğu, birinci talebin sözleşmeye aykırı olarak fazla tahakkuk edilen fatura bedellerinin tahsili, ikinci talebinin ise yatırım bedeline ilişkin olduğu, ıslah dilekçesinin de iki taleple sınırlı olarak miktarlarının artırılması yönünde verildiği, mahkemece verilen kararda ise talep aşılarak asıl davada yer almadığı halde, üçüncü talebinin bulunduğu belirterek davacının yeni indirimli sözleşme imzalanıncaya kadar alacağı indirim bedeli 4.964,53 TL’nin de kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    O halde, mahkemece; taleple bağlılık kuralı gereğince, asıl davada fazla tahakkuk edilen fatura bedelleri 175.354,13 TL ve yatırım bedeli 53.153,85 TL ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının katılma yoluyla temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi