20. Hukuk Dairesi 2016/14088 E. , 2016/12516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada .... 4. Asliye Hukuk ve .... 3. Tüketici Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde taşınmazların bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
.... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının tüketici olduğu ve tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
.... 3. Tüketici Mahkemesi ise davacıların arsa sahibi, davalıların yüklenici olduğu, 6502 sayılı Kanun anlamında tüketici ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Somut olayda, davacı vekili, davalılardan ..."un müteahhit olup, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile toprak sahibi ... aralarında sözleşme imzalandığını, hak sahibi olan ve malik sıfatıyla hareket eden davalı ..."un hisselerini ve bu hisseye karşılık gelen bağımsız bölümlerin müvekkillerine satışını yaptığını, sözleşme gereği toprak sahibinin sözleşmede öngörülen daireler ve iş yerinin teslim edildiği, ancak toprak sahibi davalı ... ... sözleşmedeki müteahhite vermesi gereken hisseleri bugüne kadar vermediği için müvekkillerinin teslim aldıkları ve oturdukları bağımsız bölümün tapularını bugüne kadar almadıklarını ileri sürerek taşınmazların müvekkillerinin adına tapuya kayıt ve tescilinin yapılmasına, bu talepleri uygun görülmez ise davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin daire ve işyerlerinin rayiç güncel bedelleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, rayiç bedel belli olmadığı taktirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine payları oranında verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3/1-(l) maddesi "Gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerini" tüketici işlemi kapsamına almıştır. Kanunun 73/1. maddesinde ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak, kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK"nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir ürüdür.
Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 6098 sayılı Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmenin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununun 3/e maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK"nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.