Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17496
Karar No: 2017/9121
Karar Tarihi: 16.10.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17496 Esas 2017/9121 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17496 E.  ,  2017/9121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine ... takipleri başlatıldığını, takiplerde borçlu olarak davacı ile ..."ın gösterildiğini, davacının aracını 2004-2005 yıllarında galericiye, galerici tarafından da ..."a satıldığını, ..."in şoför olması ve sürekli şehir dışında bulunması nedeniyle devrin yapılamadığını, cezaların da bu şahıslar tarafından ödendiğini, işleten olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
    Davalı Güvence Hesabı vekili; davacıya ait sigortasız araç ile... plakalı motosikletin çarpışması sonucu, motosiklet sürücüsü ..."ın yaralandığını, yaralanan...."ın davalı Kurum tarafından ödenen tedavi giderlerinin tahsiline yönelik ... ... dairelerinde takip başlatıldığını ve haklı olunduğunu, aracın devrine yönelik sözleşme olmadığını, olsa dahi Kurumu bağlamayacağını, kazanın... plakalı araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; kaza tarihinde aracın gerçek işletenin ... olduğu, davacıya herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı tarafından ... 4.... Müdürlüğü"nün 2011/2721 E sayılı takip dosyası ve 2010/8094 E sayılı takip dosyalarında takibe konulan alacak bakımından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının aracını kazadan önce haricen sattığı gerekçesine dayalı olarak, araç işleteni sıfatının bulunmadığından bahisle eldeki davayı açmış ve bu iddiasını desteklemek amacıyla, aracın haricen satımına ilişkin adi yazılı satış sözleşmesi, tanık beyanları ve trafik kazası tespit tutanağını delil olarak sunmuştur.
    Davacının aracını satılması için galeriye teslim ettiğine dair herhangi bir belge ve aracın noterden satışı için galericiye yetki verilen vekaletnamenin de bulunmadığı somut olayda; mahkemece davacı tarafından dayanılan delilleri yeterli kabul edilerek, olay tarihinde davacının araç işleteni sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle, menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir.
    İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ..."nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve ..."ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse ... uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    Bunun yanında, 2918 sayılı ..."nun 20/d maddesinde “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa"nın 20/d maddesinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir. (... ..."nun 06.05.2015 tarih ve 2013/17-2197 E-2015/1302 K sayılı ilamı) Bu durumda, yukarıda anılan 2918 sayılı ..."nın 3 ve 20/d maddelerine göre; aracın maliki olan davacı tarafından aracın kanunen aranan resmi şekle uygun olarak satışının yapıldığını gösterir herhangi bir kaydın bulunmadığı, yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre haricen satım hususunu davalıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı dikkate alınıp, araç işleteni sıfatı devam eden davacının güvence hesabı yönetmeliği hükümlerine göre zarardan sorumlu olduğu gözetilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi