23. Hukuk Dairesi 2011/4479 E. , 2012/2856 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Vek. Av. ... gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olduğunu, kooperatife, herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, yaptığı ödemelerin tespitine, uğradığı zararın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.12.2008 havale tarihli dilekçesinde ise davalı kooperatife borcu olmadığının ve davalıya yaptığı ödemelerin bugünkü değerinin belirlenmesini ve fazla ödemelerin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinin anlaşılmadığını, davacıya borçlu olmadıklarını, aksine kooperatifin davacıdan alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 1991-1999 yılları arasında ödemelerini yerine getiren bir üyenin 1.121,00 TL ödediği, davacı ödemelerinin ise 756,60 TL olduğu, davacının arsa payından kaynaklanan borcunun bulunmadığı gerekçesiyle, davacının 756,60 TL borçlu olmadığının tespitine, maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava dilekçesinde ödemelerin tespiti ve uğranılan zararın giderilmesi, davacı tarafından verilen 16.12.2008 tarihli dilekçede ise borçlu olunmadığının ve yapılan ödemelerin güncel değerinin tespiti ile fazla ödemelerin tahsili talep edilmiş, cevap dilekçesinde de dava dilekçesinin anlaşılmadığı ifade edilmiştir. Mahkeme ise davacının 756,60 TL borçlu olmadığının tespitine, maddi tazminat isteminin reddine karar vermiştir. 6100 sayılı HMK"nun 31"nci maddesinde "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlığı altında "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmüne, karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 75/2 maddesinde ise "Ancak müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında izahat istiyebilir. Hakim davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak üzere kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini
emredebilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, temyiz incelemesi tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nun 31"nci maddesi çerçevesinde davacıya, talebi açıklattırılmalı ve yapılacak açıklama kapsamında yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
2) Kabule göre ise; davacının aktif husumete ehil olması için gerek dava tarihinde gerekse davanın sonuna kadar kooperatif ortaklığını muhafaza etmesi gerekmektedir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur ve mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Öte yandan, HMK"nun 125/2 nci maddesi uyarınca dava sırasında dava konusunu devir alan kişi, davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. Dosya içerisinde bulunan 02.11.2009 tarihli bilirkişi raporunda, davacının, kooperatif üyeliğini dava sırasında 04.09.2008 tarihli sözleşme ile üçüncü kişiye devrettiği, kooperatif yönetim kurulunun 10.09.2008 tarihinde bu hususta karar verdiği belirtilmektedir. Mahkemece, davacının, kooperatif üyeliğini devretmesinin davaya etkisi üzerinde durulmadan karar verilmesi yerinde görülmediği gibi, davalı kooperatife ait genel kurul tutanakları ile diğer evrakın ilgili kuruluşlardan getirtilmesi, banka hesaplarının incelenmesi, alacak ve borç mikarının tam olarak tespiti için bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
3) Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.