
Esas No: 2015/14738
Karar No: 2016/7831
Karar Tarihi: 24.05.2016
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/14738 Esas 2016/7831 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın, 29.11.2005 günü müştekinin işyerine girerek, anahtar dolabından aldığı yedek anahtar ile park halinde bulunan 07 VA 174 plakalı aracı çalıp götürdüğü, aynı gün başka bir hırsızlık eylemine karışan sanığın, ikinci olay nedeniyle saat 05.00 sıralarında müştekiden çalıntı araç ile yakalanması şeklinde gerçekleşen temyize konu olayda; müştekinin soruşturma aşamasında, aracını 29.11.2005 günü gece 01.00 sıralarında park ettiği, hırsızlık olayından ertesi gün saat 11.00 sıralarında haberi olduğunu söylediği, yargılama aşamasında ise aracını saat 13.00 sıralarında park ettiği şeklinde çelişkili beyanda bulunduğu, sanığın aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmediği, mahkemece atılı suçun gece vakti işlendiğinin kabulü ile verilen 28.11.2006 günlü hükmün, sanık tarafından temyiz talebi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 06.03.2008 tarihli ilamı ile TCK"nın 143. maddesinin uygulanma koşullarının araştırılması gerekçesiyle bozulduğu, bozma ilamı sonrası devam olunan yargılama sırasında, yeniden dinlenen müştekinin, hırsızlık olayının meydana geldiği saatin, kendisine 04.00-05.00 olarak bildirildiği yolundaki beyanından yola çıkılarak, atılı eylemin “tahminen” saat 04.00 sıralarında gerçekleştiğinin kabul edildiği anlaşılmakla; UYAP sorgulamasında suç tarihinde güneşin 06.46"da doğup, 16.45"te battığı; TCK"nın 6/1-e maddesi uyarınca 17.45 ile 05.46 saatleri arasında kalan zaman diliminin gece olarak kabulünün gerektiği; sanığın, ilk önce müştekinin aracını çaldığı, daha sonra çalıntı bu araç ile saat 05.00 sıralarında yakalandığı ikinci eylemi gerçekleştirdiği hususu sabit ise de suça konu aracı çaldıktan hemen sonra mı ya da ne kadar süre sonra ikinci olayı gerçekleştirdiği yolunda delil bulunmadığından; mahkemenin atılı suçun “tahminen 04.00 sıralarında” işlendiği yolundaki kabulünün isabetli olmadığı gibi müştekinin beyanında bahsi geçen “olayın meydana geliş saatinin 04.00-05.00 olarak bildirildiği” ifadesinin, sanığın gerçekleştirdiği 2. olaya ilişkin olduğu gözetilerek, müştekinin yeniden celbi ile “suça konu aracı en son ne zaman park ettiği, en son ne zaman park halinde iken gördüğü, en son saat kaçta gördüğü” hususlarının sorularak, beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi ile elde edilecek sonuca göre sanık hakkında atılı hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK"nın 143. maddesinin uygulanma koşullarının tartışılması gerektiği gözetilmeden; 15.12.2009 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma gereği yerine getirilmeden, afaki yorumla yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ile ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.