
Esas No: 2012/2449
Karar No: 2012/4123
Karar Tarihi: 14.03.2012
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/2449 Esas 2012/4123 Karar Sayılı İlamı
- MUVAZAA
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
- ALACAĞIN TAHSİLİ
- YETKİ
- BORÇLAR KANUNU (818) Madde 18
- İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 283
"İçtihat Metni"
ÖZET: DAVACININ AMACI, MUACCEL ALACAĞINI TAHSİL EDEBİLMEK İÇİN HUKUKİ MUAMELENİN KENDİSİ YÖNÜNDEN GEÇERSİZLİĞİNİ SAĞLAMAK OLUP, DAVACININ BU HAKKI, AYNİ DEĞİL KİŞİSEL BİR HAK OLDUĞUNDAN KİŞİSEL BİR SONUÇ DOĞURUR. DAVACININ İDDİASININ KANITLANMASI DURUMUNDA İDDİANIN TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN OLMADIĞI, ALACAĞIN TAHSİLİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK BULUNDUĞU DA GÖZETİLEREK, TAŞINMAZIN AYNI İLE İLGİLİ BULUNAN TAPUNUN İPTALİNE DEĞİL, ALACAĞI KESİNLEŞEN DAVACININ BU HAKKINDAN DOLAYI TAŞINMAZIN HACİZ VE SATIŞINA KARAR VERİLEBİLECEKTİR.
(818 s. BK m. 18)
(2004 s. İİK m. 283/1)
Davacı S.S. T… K… Yapı Koop. vekili tarafından, davalı S.S. Ö… Konut Yapı Koop. ve diğeri aleyhine 11.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine (taşınmazlar dava devam ederken 08.05.2008 tarihinde HSYK kararı ile yetki sınırı dışında kaldığından yetkisizliğine dair verilen 26.05.2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, davalılar arasındaki taşınmaz satış işleminin danışıklı olduğu iddiasıyla iptal ve tescili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, muvazaaya dayalı iptal ve tescil istemine ilişkin açılan davada taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kamu düzenine ilişkin yetki kuralı uyarınca kesin yetkili olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiş, karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı S.S. Ö… Konut Yapı Kooperatifi aleyhine alacak davası açtığını, adı geçen davalının alacak davası devam ederken alacak davasının sonuçlarından kurtulmak için adına kayıtlı taşınmazı diğer davalıya sattığını belirterek Borçlar Kanunu 18. maddesi uyarınca muvazaalı tasarruf işleminin iptali ile davalı adına tescilini istemiştir.
Dava, muvazaaya (BK 18. madde) dayalı iptal davası olup, kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir. Ancak muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkın zarar gördüğünün benimsenebilmesi için danışıklı işlemde bulunandan bir alacağın var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir.
Davaya konu edilen satışın danışıklı olduğu kanıtlandığı takdirde bu satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Davacının bu davadaki amacı muaccel alacağını tahsil edebilmek için hukuki muamelenin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Davacının bu hakkı, ayni değil kişisel bir hak olması itibariyle kişisel bir sonuç doğurur. Davacının iddiasının kanıtlanması durumunda iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı alacağın tahsilini sağlamaya yönelik bulunduğu da gözetilerek, taşınmazın aynı ile ilgili bulunan tapunun iptaline değil (olayda kıyasen uygulanması gereken İİK’nın 283/1. maddesi uyarınca) iptal ve tescil olmaksızın başka bir olgu veya kararla alacağı kesinleşen davacının bu hakkından dolayı taşınmazın haciz ve satışına karar verilebilecektir. Eldeki davanın amacı da budur.
Şu halde yerel mahkemece davanın hukuki vasıflandırılmasında hataya düşülerek gayrımenkulün aynına ilişkin dava olarak kabul edilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. İşin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
S o n u ç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZULMASINA), bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.