20. Hukuk Dairesi 2014/10701 E. , 2015/11 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 01.02.2008 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği; ... İlçesi,...Köyünde bulunan sınırlarını bildirdiği yirmi dönüm yüzölçümündeki taşınmazı satın aldığı kişilerin imar ve ihya ederek 20 yıldan fazla süreyle zilyet ederken, 2001 yılında satın aldığını ve aynı şekilde zilyet ettiğini, yararına eklemeli olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmış, davalı Hazine davanın reddini ve dava konusu taşınmazın Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece 16.04.2009 gün ve 2008/570 E. 2009/208 K. sayılı karar ile, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı gerçek kişi ve davalı yönetimlerce temyiz edilen hüküm Dairemizin 04.02.2010 gün ve 2009/18793 E., 2010/1169 K sayılı kararı ile bozulmuş; Hazinenin karar düzeltilme isteminin kabulüne dair Dairemizin 22.07.2010 gün ve 2010/9499-10411 sayılı kararı ile bozma kararı kaldırılarak, mahkemenin 16.04.2009 gün ve 2008/570 E. - 2009/208 K. sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili, 12.06.2013 havale tarihli dilekçesi ile; mahkemece davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de hükümde Hazine adına tesciline karar verilen taşınmazın zeminde isabet alanın koordinatları dosyada mevcut bilirkişi raporuna atıf yapılarak açık bir şekilde gösterilmediğinden, kararın bu haliyle infaz edilmesi mümkün bulunmadığı, bu sebeple kararın infazına esas olacak şekilde dava konusu 11/02/2009 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 15912 m2"lik tescil harici taşınmazın Hazine adına tesciline şeklinde kararın tavzih yolu ile düzeltilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tavzih yoluyla hükmün değiştirilemeyeceği ve kararın gerekçe kısmında dava konusu taşınmazın niteliği ve alanının belirtilmediği, rapora atıfta bulunulmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, tavzih istenen konuda hiç bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın, kararın gerekçe kısmında dava konusu taşınmazın niteliği ve alanının belirtilmediği, rapora atıfta bulunulmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir..
Şöyle ki; tavzihin hangi koşullarda yapılacağı HMK’nun 305. madde ve devamında açıklanmıştır. Buna göre, davanın taraflarınca, hükmün icrası tamamlanıncaya kadar tavzih talebinde bulunulabilir. Ancak, tavzih nedenleri sınırlı olarak belirtilmiş olup; bu nedenler, hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halleridir. Yine, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, tavzih sonucu hükümde taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
Bu düzenlemeye ve incelenen dosya kapsamına göre, dosyada bulunan ve hükme esas alındığı mahkeme gerekçesinden anlaşılan 11.02.2009 tarihli harita ve kadastro mühendisi bilirkişi ..."ın raporunda taşınmazın çap ve memleket koordinat noktalarına bağlandığı anlaşıldığına göre Hazinenin davası kabul edilmiş olmasına rağmen kararda bu rapordan söz edilmemiş olması karşısında fen bilirkişi raporunun hükme eklenmek suretiyle hüküm fıkrasının düzeltilmesi şeklinde tavzih mümkündür.
Bu nedenle, tavzih talebinin kabulü ile 11.02.2009 tarihli harita ve kadastro mühendisi bilirkişi ..."ın bilirkişi raporunun hükme eklenmek suretiyle hüküm fıkrasının düzeltilmesi biçimde tavzih kararı verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile tavzih isteminin reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.