Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7504
Karar No: 2015/14
Karar Tarihi: 14.01.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/7504 Esas 2015/14 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/7504 E.  ,  2015/14 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    .
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...k Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, dava dilekçesinde sınırları yazılı 04.01.2000 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 2897 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz incelemesi sonrasında, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.03.2008 gün ve 2007/18533 E. - 2008/4056 K. sayılı bozma kararında özetle; "dosyadaki belge ve bilgilerden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapıldığının anlaşıldığı, dosyaya gönderilen 02.08.1995 tarihli imar durumunu gösteren krokide çekişmeli taşınmazın güney kısmının ortaöğretim ve resmi kurum olarak gösterildiği, Belediye Başkanlığından taşınmazın imar planı içine alınıp alınmadığı, alındı ise hangi tarihte alındığı sorularak imar planının getirtilmesi, alındığı tarihe kadar zilyetlikten taşınmaz edinme süresinin dolup dolmadığının araştırılması, çekişmeli taşınmazın kuzeyindeki 1067 sayılı parsel 1995 yılında idari yoldan Hazine adına tescil edilirken yapılan idari tahkikatı sırasında düzenlenen krokide davalı yerin kimsenin zilyetliğinde bulunmayan tapulama harici yer olarak işaretlendiği, buna göre idari tahkikatta isimleri geçen ve imzaları bulunan, bilirkişi ... ve o tarihte köy muhtarı olan ... dinlenerek taşınmazın o tarihte kime ait olduğunun araştırılması, davacının zilyetliğinin hangi tarihte başladığının kesin ve net biçimde saptanması, mahkemece 269, 270, 244 ve 245 sayılı parsellerin içinde bulunduğu 1959 yılında düzenlenen 1/5000 ölçekli 2 nolu orijinal kadastro paftası kadastro müdürlüğünden getirtildikten sonra çekişmeli taşınmazın yeri ve dava edilmişlerse komşu taşınmazların yerleriyle birlikte bu pafta üzerinde saptandıktan sonra memleket haritası ile ölçekleri denkleştirilmek ve birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle bir uygulama yapılmadığı gibi taşınmazın konumunun memleket haritasında ölçeksiz olarak tahmini şekilde işaretlendiği, esasen keşifte kullanılan haritaların en eski tarihli olması gerektiği gibi, ayrıca 1980’li yıllara ait hava fotoğraflarında da çekişmeli taşınmaz bölümünün çevresiyle birlikte ne olarak gözüktüğü de incelenerek saptanmadığı, komşu parsel tutanaklarındaki dayanak kayıtların getirtilerek uygulanmadığı, davalı taşınmazın bulunduğu
    yeri ne olarak okuduğunun saptanmadığı, bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve 1980’li yıllara ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda serbest uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumunun saptanması, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi, 1980’li yıllara ait hava fotoğraflarında ne olarak gözüktüğü ve kullanım durumunun saptanması, fen bilirkişiden taşınmazın konumunu 244, 1067 ve 1074 sayılı parsellerle birlikte pafta üzerinde ölçekli olarak göstermesi istenerek, davalı taşınmazın o parsellere taşıp taşmadığı konusunda da rapor alınması ve yüzölçümünün bu duruma göre sağlıklı bir şekilde hesaplattırılması açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerektiği, komşu 244 parsele uygulanan 114 tahrir nolu vergi kaydı getirtilerek taşınmazı ne olarak gösterdiğinin saptanması, komşu parsellerden 70 nolu parselin kadastro tutanak ve dayanaklarının getirtilip uygulanması, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması gereğine değinilmiştir.
    Yargıtay bozma ilâmı sonrası Hazine, Medenî Yasanın 713/6. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tescili istemiyle karşı dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edildiği tespit edildiğinden, Hazinenin ve Orman İdaresinin tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ve davanın devamı sırasında ihdasen tapu kaydı oluşturularak tapuya tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile imar uygulamasına itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 21.12.1965 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Mahkemece, davacının yargılama sırasında davayı takip etmediği, davalı Hazinenin davayı takip ederek dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olması sebebiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, dava konusu (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımların imar yolunda kaldığı, bu durumda tescili istenen kısmın (A) harfi ile gösterilen 1309,23 m2"lik taşınmazın imar düzenlenmesiyle Hazine adına tescil edilen 641 ada 1 sayılı parselin içerisinde kaldığı anlaşıldığından, davacının tescil isteğinin reddine, Hazine adına tescili istenen yerin zaten Hazine adına tescilli olduğu tespit edildiğinden, Hazinenin ve Orman İdaresinin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; davacı ... önceleri davayı vekille takip etmiş, vekilin 22.10.2010 tarihli dilekçe ile davacı ..."ın vekilliğinden çekildiğini mahkemeye bildirmiş, çekilme beyanı ve yeni duruşma günü davacı ..."a 08.11.2010 günü tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davacı davayı takip etmemiştir. Davalılardan davaya devam edip etmeyecekleri sorulmuş, takip edecekleri beyanı üzerine yargılamaya devam olunmuştur. Bu durumda davacının davası açısından dosyadaki mevcut delil durumuna göre hüküm kurulması gerekirken, aksine düşüncelerle kişinin davasının, davayı takip etmediğinden bahisle reddi doğru olmadığı gibi 1074 sayılı parselin tesciline esas ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1993/996 Esas 1995/931 Karar sayılı dosyada 28.06.1990 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi, dava konusu taşınmazın kuzeyini davacı ..."ın babası olan ..."ın bağı olarak göstermiş, eldeki dosyada bozma öncesinde 02.12.1999 tarihinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 19.01.2000 tarihli ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın imar ve ihyasının 25 - 30 yıl önce tamamlandığı, üzerinde 35 - 40 yaşlarında 130 adet bağ çubuğu bulunduğu açıklandığı halde, bozma sonrası alınan 24.04.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmazda yer yer kısmen ekonomik önemi olmayan birkaç adet zeytin ağacı bulunsa da komşu tarım arazileri ile kıyaslandığında uzun yıllardır tarım yapılmadığının belirgin olduğu, yer yer blok kayalar bulunduğu, uğraşılarak taşınmaz tarım yapılabilir hale getirilmek istenmişse de tarım arazisi vasfı kazanamadığı, imar - ihyaya yıllar önce başlanmış ise de tamamlanamadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu açıklanmış olup mahkemece, belirtilen ziraat bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmiş, taşınmazın bulunduğu yerde ilk tapulama işleminin 1965 yılında yapıldığı, imar planı içerisine alınma tarihinin ise 03.10.2007 olduğu, imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar davacı tarafından 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edildiği kanıtlanırsa, zilyetlik hukukî sebebine dayalı olarak taşınmaz edinilebileceğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır.
    Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte incelenmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi,sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, yerel bilirkişiler ve varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmış ise hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü sorulmalı, taşınmaz ve çevresinin öncesinde bağ yeri olarak kullanılıp kullanılmadığı kullanılmış ise eski bağların sökülüp gençleştirme yapılıp yapılmadığı sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; ziraatçı bilirkişiden taşınmazın konumu, eğimi, bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı ve zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığını açıklayan rapor alınmalı, kısmen taşlık ve kayalık olan bölümler ayrılmalı, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, tesbit tarihine kadar davacı gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar davacı gerçek kişi tarafından 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edildiği kanıtlandığı takdirde zilyetlik hukukî sebebine dayalı olarak taşınmaz edinilebileceği gözetilmeli, önceki orman bilirkişi raporundaki bulgular da değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Ayrıca, mahkemece dava konusu (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımların imar yolunda kaldığı, (A) harfi ile gösterilen 1309,23 m2"lik taşınmazın ise imar düzenlenmesiyle Hazine adına tescil edilen 641 ada 1 sayılı parselin içerisinde kaldığı tespit edildiğinden, davacı Hazine tarafından dava konusu edilen ve tescili istenen bölümlerin (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler olmayıp, sadece (A) harfi ile gösterilen kısım olduğu değerlendirilmiş ve bu bölümün Hazine adına tescil edildiği gerekçesiyle bu bölüme yönelik talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş ise de, dava, imar uygulaması öncesinde açılmış olduğuna göre, davacı Hazinenin dava konusu ettiği (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden de hüküm kurulması gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 14/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi