Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1652
Karar No: 2010/2645
Karar Tarihi: 10.03.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/1652 Esas 2010/2645 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/1652 E.  ,  2010/2645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KEŞAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/12/2008
    NUMARASI : 2006/7-2008/300

    Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları A.G.S.S. Keşan Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine ait 10 parsel sayılı dükkana ilişkin %50 kooperatif ortaklık payını davalı oğluna devrettiğini, ayrıca bedelini ödediği %50 ortaklık payınında davalı adına yapılmasını sağladığını, ferdileşme sonucu çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının davalı adına oluştuğunu, yapılan işlemlerin, mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, Borçlar Kanununun 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların miras bırakanları A. G.S.S Keşan Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine ait 10 parsel sayılı dükkana ilişkin %50 kooperatif ortaklık payını davalı oğluna devrettiği, ayrıca, %50 ortaklık payınında davalı adına yapılmasını ve yazılmasını sağladığı, ferdileşme sonucu çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının davalı adına oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras bırakan tarafından yapılan bu işlemlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda 1.4.1974 tarih ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca araştırma, soruşturma yapılması ve davanın sonuca bağlanması zorunludur. İnançları Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile açıklayıcı ve sonuçlarıyla bağlayıcı niteliktedir. Yorum yoluyla genişletilmeleri ya da kıyasen uygulanmaları olanaklı değildir. Sözü edilen 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı “...miras bırakanın mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla tapu sicil memuru önünde adına kayıtlı taşınmazı temlik etmesi durumunda” uygulanır. Görüldüğü üzere kooperatif payının devri ve davalı adına kooperatif hissesi satın alma halinde bu İnançları Birleştirme Kararının uygulanmasına yasal olanak yoktur.
    O halde, yapılan bu işlemlerin miras bırakan tarafından davalıya yapılan bağış olarak kabulü gerekir. Bir başka ifadeyle kişisel hakkın temliki niteliği taşıyan kooperatif hissenin davalıya devri ile davalı adına kooperatif hissesi satın alma işleminde 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı içtihadı Birleştirme kararının uygulama yeri bulunmadığından, tapu iptal ve tescil isteği yönünden kabul kararı verilmesi doğru değildir.
    Öyleyse, anılan bu tasarrufuların koşullarının varlığı halinde tenkis hükümlerine tabi olacağı açıktır.
    Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık iaşe, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belilenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
    Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
    Hal böyle olunca; davada tenkis isteğinde bulunulduğuna göre, yukarıda değinilen ilkeler gözetilerek tenkis isteği yönünden tarafların tüm delillerinin toplanması, araştırma ve incelemenin eksiksiz tamamlanması sonucuna göre bu istek bakımından bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi