Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/2512
Karar No: 2006/5334
Karar Tarihi: 29.5.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/2512 Esas 2006/5334 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/2512 E.  ,  2006/5334 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :  Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarih   : 12.4.2005
    No   : 346-108

    Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden  doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı C.U. H. S. A.Ş.vekili tarafından duruşmalı,   olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının eşinin ölümü ile sonuçlanan zararlandırıcı  olayın iş  kazası olduğu  iddiasına dayalı bu olay nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine  ilişkindir.
    Mahkemece istemin kısmen  kabulüne  karar verilmiştir.
    Dosyadaki belgerin tetkikinden şirketin  işçisi olan sigortalı S. D."ın  davalı şirkete ait  davalı şirketin diğer işçisi olan davalı S. A. yönetimindeki araçla iş seyahati yaparken trafik kazası sonucu öldüğü anlaşılmaktadır.
    506 sayılı  Yasa"nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını  en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın  iş  kazası sayılıp sayılmayacağı  hakkında gerekirse   Kurum’ca soruşturma  yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere  yazı ile bildirileceği,  ilgililerce  yetkili mahkemeye  başvurularak Kurum kararına  itiraz  olunabileceği,   itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği bildirilmiştir.  Öte yandan  Sosyal Sigortalar Kurumu  tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin  davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde  olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi  önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan  gelirin peşin sermaye  değerinin belirlenen tazminattan  düşülmesi gerektiği Yargıtay"ın  oturmuş ve yerleşmiş  görüşlerindendir.  Bu bakımdan tazminat davasının niteliği göz önünde tutularak öncelikle hak sahiplerine  Sosyal Sigortalar  Kurumu  tarafından iş kazası nedeniyle 506 sayılı Yasa"nın 23. ve 92. maddelerine göre aylık  bağlanıp bağlanmadığının araştırılması  bağlanmış ise,  bildirilen miktarın tazminattan düşülmesi,  gelir bağlanmamış ise bu yön hak sahiplerinin tazminat hakkını doğrudan  etkileyeceğinden hak sahiplerine  gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar  Kurumuna başvurması, taleplerinin kurumca kabul edilmemesi halinde Sosyal Sigortalar  Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden    işveren aleyhine  dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır.
    Somut olayda,  tahsis dosyasının  tetkikinden Kurum tarafından hak sahiplerine 506 sayılı Yasa"nın 65. maddesine göre  ölüm sigorta kolundan aylık bağlandığı  anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; hak sahibi  davacılara iş kazasını Sosyal Sigortalar Kurumuna ihbarda  bulunmak,  giderek iş kazasının  tesbiti davası  açmaları için önel vermek, tesbit davasını  bu dava için bekletici sorun yaparak   çıkacak sonuca  göre karar vermektir.
    Diğer yandan davanın niteliği gözönünde tutularak kusurun aidiyet ve oranları belirlenmeden  ceza mahkemesinde  alınan kusur raporuyla yetinildiği  görülmüştür.Oysa  İş  Kanununun 77. maddesi  İşçi  Sağlığı ve İşçi Güvenliği Tüzüğünün öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptanmalıdır.
    Maddi tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı,  karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki  kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, evlenme şansının  dikkate  alınması gerektiği,   kaçınılmazlık, kusursuzluk veya kusurun ağırlığı gibi nedenlerden   ötürü   Borçlar   Kanununun   43-44.   maddeleri   gereğince   indirim   yapılıp  
    yapılmayacağı  ve son olarakta SSK’dan bildirilen peşin sermaye değerinin indirileceği böylece belirlenen tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütüleceği hususlarının da gözönünde tutulması gerekir.
    Manevi tazminat yönünden ise yukarıda açıklanan şekilde belirlenecek iş kazası tespiti, ve kusur raporu dikkate alınarak, olayın oluş şekli, müterafik kusur oranları, davacının duyduğu elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği de açıktır.
    Mahkemece açıklanan doğrultuda işlem yapılmaksızın  Sosyal Sigortalar Kurumunun taraf  olmadığı tazminat istemli bu  davada olayın iş kazası  olduğunun kabulüyle sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya  aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,   bozma nedenine göre davalı şirketin diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer  olmadığına  29.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi