3. Hukuk Dairesi 2013/1404 E. , 2013/3760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (KADIKÖY 4. AHM)
Dava dilekçesinde 10.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 12.000 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 2003 yılının 6. ayında Aksaray"da galericilik yapan Hüseyin Kıroğlu isimli şahıstan xx xxx xx plaka sayılı aracı satın aldığını, aracın devrini galericinin muamelecisi İlhan Bal isimli şahsa vekalet vererek gerçekleştirdiğini ve davalı noterliğin 06 Ağustos 2004 gün ve 025474 yevmiye no.lu satış sözleşmesi ile aracın devrini üzerine aldığını, yaklaşık 1,5 sene kadar kullandıktan sonra aracı Mehmet Yalçın isimli şahsa sattığını, aracın devir işlemleri yapılırken aracını teslim ettiği ve satış bedelini tamamen tahsil ettiği Mehmet Yalçın aracı kullanırken, araç devir işlemlerinin sahteliği iddiasıyla yapılan şikayet üzerine aracın bağlandığını ve yediemin parkına çekildiğini, müvekkilinin ... ve Süleyman Karaman isimli şahısların şikayetleri üzerine savcılıkta ifadesinin alındığını, suçlamaya göre davalı noterlikte yapılan sözleşmenin ruhsat sahibinin sahte kimliği ile yapıldığını, müvekkilinin davalı noterlikte yapılan sözleşmeye istinaden Trafik tescil bürosunca verilen ruhsatını alarak fiili ve hukuki maliki olarak aracı kullanmaya başladığını, ancak yapılan şikayet sonucu aracın elinden alındığını ve bu olay nedeniyle gözetim altına alınması ve sonrasında ifade ve sorgu sürecinde maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, davalı noter tarafından yapılan araç satış işleminde özenli inceleme yapılmaması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zarar toplamı olarak 12.000 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; aracın kendi dairesinde satıldıktan sonra Bakırköy 31. Noterliğinde de satış gördüğünü, iki satış arasında bir sahteciliğin ortaya çıkmadığını, bu sebeple yapılan şikayetin yeterli olmadığını, hakkında açılan bir ceza davası da bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı noterin satış işlemleri sırasında, satıcı ..."in ibraz ettiği kimliğin iğfal kabiliyetinin bulunması sebebi ile kusurlu addedilemeyeceği anlaşıldığı gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece İstanbul Kriminal Polis Labaratuvarı Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanından aldırılan bilirkişi raporunda; davalı noterliğin 06.08.2004 tarih ve 925474 yevmiye no.lu satış sözleşmesinin sol alt bölümündeki ""..."" ismi yazıları altında ve ""..."" seri numaralı pul üzerinde atılı bulunan iki adet imzanın satıcı ..."in eli mahsulü olmadığı, İlhan Bal"ın eli mahsulü olduğu kuvvetle muhtemel ise de, imza incelemelerinde esas alınan karakteristik tanı unsurlarını havi belge orjinalleri üzerinde yapılacak incelemelerin, daha sağlıklı ve bilimsel tabanlı olacağı görüşü belirtilmiştir.
Mahkemece uyulan iki kişilik bilirkişi heyetinden aldırılan kusur raporunda; sahte kimlik belgesinin iğfal edici nitelike olup olmadığının kesin anlaşılabilmesi için belgeler üzerinde inceleme yapılması gerektiği, noter hakkında açılan bir ceza kovuşturması olmadığı gibi, bu konuda bir inceleme yaptırılmadığı, ancak deneyimlerine dayanarak, sözkonusu araç satış sözleşmesi ekindeki ... adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesinin (düzenleniş biçimiyle) sahteliğini anlamanın mümkün görülmediğini, belgenin kuşku uyandıracak bir yönü bulunmadığı belirtildikten sonra, davalı noterin 1512 Noterlik yasasının 162.maddesine göre sorumluluğu yönünden üçüncü kişinin ağır kusuruyla nedensellik bağı kesildiğinden ve araç satış sözleşmesinin yapıldığı sırada ibraz edilen ... adına düzenlenmiş sahte kimliğin iğfal edici nitelikte ve normal bir kimlik görünümünde olduğu saptamasıyla, davalı noterin davacının zararından sorumlu olamayacağı sonucuna varıldığı, asıl sorumluların 2918 sayılı KTK"nun 20/d maddesine aykırı olarak zincirleme harici ve fiili satışla aracı kullanan veya elinde bulunduruna kişiler ile sahte kimlik düzenleyerek araç satışı yapan kişiler olması gerektiği görüşünde oldukları belirtilmiştir.
1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesine göre, ""Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar"". Bu maddeye noterlerin sorumluluğu "" Kusursuz sorumluluktur"". Kusursuz sorumlulukta zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinini ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Somut olayda mahkemece, davalı noterlikte yapılan satış sözleşmesi ve satıcı ... ait sahte kimlik belgesi üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmadığı gibi ve söz konusu kimlik belgesinin iğfal kabiliyetinin olup olmadığı ve davalı noter yönünden illiyet bağının kesilip kesilmediği hususlarında konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Her ne kadar mahkemece, davalı noterin sorumluluğu noktasında bilirkişi raporu aldırılmış ve bu rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmiş ise de, raporda sahte kimlik belgesinin iğfal edici nitelikte olup olmadığının kesin anlaşılabilmesi için belgeler üzerinde inceleme yapılması gerektiği vurgulandıktan sonra deneyimlerine dayanarak sahte kimlik belgesinin iğfal edici nitelikte ve normal bir kimlik görünümünde olduğu saptanmıştır. Bu haliyle davalı noterin sahte belgeyi anlamasının mümkün olup olmadığı irdelenmeyen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun nitelikte olmayıp, bilimsel verilere uygun değildir.
O halde mahkemece, davalı noterlik tarafından düzenlenen 06.08.2004 tarih ve 025474 yevmiye numaralı satış sözleşmesi aslı ve satıcı ... adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi getirtilerek veya davalı noterde bulunan örnekleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, satış sözleşmesinde bulunan satıcı ... imzalarının dava dışı İlhan Bal"ın eli ürünü olup olmadığı, sözkonusu satıcı adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesinin iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı noterin sahte belgeyi anlamasının mümkün olup olmadığı ve davalı noter yönünden, üçüncü kişinin (haksız fiil faili) kusurlu eylemi ile davalı noterin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde illiyet bağının kesilip kesilmediği hususlarında yeterli ve Yargıtay denetimine uygun bilirkişi raporu aldırılarak, sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan bilirkişi raporlarına ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.