20. Hukuk Dairesi 2014/5977 E. , 2015/110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 18/09/2002 havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait bulunan ...Merkez ... Köyü eski 561 parsel numarasında kayıtlı, ... hali arazi, Batısı hali arazi ile çevrili 1 hektar 1609 m² yüzölçümündeki tapulu taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakılmış bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında, eski 561 parsel kapsamında kalan taşınmazın 1983 yılında yapılan kadastro sırasında kısmen 283, 284, 286 ve 289 parsel numarası ile ... adına tescil edildiği, kısmen de 288 parsel ve yol olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
Davalı ... Yönetimi, 15/09/2005 tarihli cevap dilekçesinde ve 24/05/2012 tarihli asli müdahale dilekçesinde, taşınmazın 288 parsel ve 1674 m² yol olarak tescil harici bırakılan kısmının orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, taşınmazın orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından esasa; davalı ... vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, tapulama harici bırakılan taşınmazın tescili ve parsel numarası alan taşınmazlarda ise tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede arazi kadastro çalışması 1983 yılında yapılmış, 12/01/1983 tarihinde askıya çıkartılıp 10/02/1983 tarihinde kesinleşmiş, orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tümü yönünden 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacıların dayandığı eski 561 parsel (fen bilirkişi krokisinde mavi sınırlar içi) kapsamında 283, 284, 286, 288 ve 289 sayılı parseller ( sırasıyla 7915 m2,1675 m2, 29060 m2, 11540 m2 ve 4910 m2) ve yol olarak tespit harici bırakılan 1674 m2 yer bulunduğu açıklanmaktadır. Dolayısıyla davacının; yol olarak bırakılan yerde tescil; diğer taşınmazlarda ise tapu iptali ve tescil istemi bulunduğu kabul edilmelidir. 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık süre, tapu kaydı oluşan taşınmazlar için sözkonusu olup; tutanağın kesinleştiği tarihten (hükmen kesinleşenlerde hükmün kesinleştiği tarihten) itibaren hesaplanmalıdır. Tespit harici bırakılan yerdeki tescil isteminin reddedilmesi için ise paftanın düzenlendiği tarihten itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir.
1) Çekişmeli 283 sayılı parsel, 11/02/1983 tarihinde tutanağın itirazsız kesinleşmesi üzerine 22/09/1986 tarihinde;
289 sayılı parsel de yine, 11/02/1983 tarihinde tutanağın itirazsız kesinleşmesi üzerine 15/09/1986 tarihinde tarla niteliğiyle ... adına tescil edilmiştir.
288 sayılı parsel, ... ile gerçek kişi arasında görülen kadastro mahkemesinin 1986/68 sayılı dosyasında verilen karar ile 01/05/1989 tarihinde hükmen ... adına tescil edilmiştir.
284 sayılı parsel, ... ile gerçek kişi arasında görülen kadastro mahkemesinin 1986/67 sayılı dosyasında verilen karar ile 09/06/1998 tarihinde hükmen ...adına tapuya tescil edilmiş, sonradan ... Genel Müdürlüğü adına tashihen tescil edilmiştir.
283, 289, 288 ve 284 sayılı parsellerin tespitlerinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hakdüşürücü süre geçmiş olup, mahkemece davanın reddi yolunda verilen kararda isabetsizlik bulunmadığına göre bu parseller yönünden verilen hükmün onanması gerekmiştir.
2) Çekişmeli 286 sayılı parsel, gerçek kişi ile ... arasında görülen kadastro mahkemesinin 1998/1-1999/10 sayılı kararı ile 24/05/2001 tarihinde tarla niteliği ile ... adına tapuya tescil edilmiştir. Bu durumda, taşınmazın tespitinin hükmen kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hakdüşürücü süre geçmemiştir. Yine, yol olarak tespit harici bırakılan ve parsel numarası almayan 1674 m2 yer hakkında da mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
O halde mahkemece, her iki taşınmaz yönünden işin esası incelenmeli, öncelikle yol olarak tespit harici bırakılan yerde 20 yıllık zilyedlik süresinin başlangıcına esas teşkil etmek üzere paftaların düzenlendiği tarih araştırılmalı, buna göre 20 yıl dolmadıysa dava bu nedenle reddedilmeli, doldu ise 286 sayılı parselde tapu kaydının oluştuğu tarihten; yol olarak bırakılan taşınmazda ise paftanın düzenlendiği tarihten geriye doğru 20 yıl süre ile imar ve ihya edilip edilmediği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresi, kullanılıp kullanılmadığı, tasarruf sınırlarının ne olduğu takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları incelenerek kesin olarak saptanmalı, komşu parsellerin tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği, davalı iseler dava sonuçlarının ne olduğu ve çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak gösterdikleri belirlenmeli, ziraat uzmanından bu konuları açıklayan bilimsel verilere dayalı, doyurucu rapor alınmalı, bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; 283, 289, 288 ve 284 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere yönelik hükmün ONANMASINA;
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; 286 parsel ile tespit harici 1674 m2 taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmazlara yönelik hükmün BOZULMASINA, Hazinenin vekâlet ücreti ile ilgili temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 20/01/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.