20. Hukuk Dairesi 2014/7817 E. , 2015/118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve katılan ... Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 105 ada 53 parsel sayılı 7516,79 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, dava konusu parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altında, kaçak ve yitik kişilerden kalma yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış; davacı ... Yönetimi ise, 03.03.2010 tarihli harçlı dilekçesiyle taşınmazın orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece, Hazinenin davasının reddine; müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulüne ve 105 ada 53 parsel sayılı taşınmazın tesbit tutanağının (kadastro tesbitinin) iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı Hazine vekili ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/06/2013 gün ve 2013/808 - 6467 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Orman bilirkişi tarafından taşınmazın 1952 tarihli hava fotoğrafında kısmen açıklık, kısmen de yapraklı orman alanı içerisinde bulunduğu, 1956 tarihli memleket haritasında ise açıklık alanda yer aldığı ifade edilmiştir. Ancak bilirkişi tarafından hava fotoğrafı ile memleket haritasındaki çelişkinin nedeni açıklanmadığı gibi, hava fotoğrafında kısmen orman sayılan yerlerden olduğu ifade edilmesine rağmen raporun sonuç bölümünde taşınmazın tamamının orman sayılan yer olduğu açıklanmıştır. Ayrıca, imar ve ihyanın sürdürülüş şekli, başlama ve tamamlanma tarihleri araştırılmamış, keşif sırasında yerel bilirkişi taşınmazın imar ve ihyaya konu olup olmadığı yönünden usûlüne uygun olarak dinlenmediği gibi, alınan beyan, gerekçesiz soyut nitelikli sözlerden ibaret olup, davalı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz kazanma koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ve davalı gerçek kişi yönünden 14. maddedeki sınırlamanın aşılıp aşılmadığı da usûlüne uygun araştırılıp saptanmamıştır.
Bu nedenlerle, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, dava konusu taşınmazı ve etrafını gösterir 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile tesbit tarihinden 15 - 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve orijinal renkli memleket haritaları, komşu parsellere ait kadastro tesbit tutanakları ile itirazlı iseler dava dosyaları getirtilip, yeniden yapılacak keşifte uygulanmalı, orman değilse, zilyetlik yolu ile kazanma (Medenî Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki ) koşulları araştırılmalıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, Hazinenin ve Orman Yönetiminin davasının reddine ve taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve katılan ... Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.