20. Hukuk Dairesi 2014/7752 E. , 2015/123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 02.07.2012 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, ... İli, ... İlçesi, ... Köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacılar yararına gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacılar adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 8800 m2 taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.
Yörede, 1949 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması ile 01.11.2012 tarihinde ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılmış aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Arazi kadastrosu 1974 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece yazılı şekilde karar verilmişse de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 06/09/2013 günlü keşif sonunda hazırlanan uzman bilirkişi raporlarında taşınmazın 1958 ve 1997 tarihli memleket haritalarında açık alanda yeraldığı açıklanmasına rağmen; memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları incelenmemiş, 1974 yılında yapılan arazi kadastrosunda taşınmazın hangi nedenle tespit harici bırakıldığı araştırılmamış, sınırda dere olduğu halde jeolog bilirkişiden derenin taşınmaza bir etkisi olup olmadığı yönünden rapor alınmamıştır. Yine, komşu 502 sayılı parselin tespitine esas alınan 1971 tarihli bir tapu kaydı olduğu halde, bu kayıt getirtilip incelenmeden ve çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği araştırılmadan karar verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanunun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava
fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde, mahkemece, daha önceki keşiflerde görev almamış üç orman bilirkişi, bir ziraat uzmanı, bir fen elemanı ve bir jeolog yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, daha önce incelendiği bildirilen 1958 ve 1997 tarihli memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliği, orman olup olmadığı araştırılmalı, komşu 502 sayılı parselin tespitine esas alınan tapu kaydı getirtilip çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği belirlenmeli, taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni, derenin etki alanında kalıp kalmadığı incelenmeli, bu şekilde yapılan araştırma sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; taşınmazın (B) harfli 984 m2 bölümünün komşu 127 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığı anlaşıldığı halde, tamamının davacılar adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.