Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2007
Karar No: 2022/6048
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/2007 Esas 2022/6048 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Mahkeme, sanığa uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet verilmesine rağmen, kararın usule uygun şekilde sanığa tebliğ edilmediği gerekçesiyle kararı bozdu. Ayrıca, suçun basit yargılama usulü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu durumda cezanın dörtte bir oranında indirim yapılması gerektiği belirtildi. Kararın özeti haricinde kanun maddeleri de belirtildi: TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi. Ayrıca, sanık savunması alınmadan ve usule uygun şekilde tebliğ yapılmadan mahkûmiyet hükmü verilemeyeceği belirtildi.
10. Ceza Dairesi         2022/2007 E.  ,  2022/6048 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Sanığın yokluğunda verilen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2017 tarihli kararının ... E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığıyla 17/08/2018 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmış ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 35. maddesinin 3. fıkrası gereğince serbest olmayan sanığa tebliğ edilen kararın kendisine okunup anlatılması gerektiği, somut olayda ise söz konusu kararın sanığa ceza infaz kurumu aracılığı ile "gerekçeli kararı okumak/almak suretiyle tebellüğ ettim" şeklinde açıklamaya yer verilerek tebliğ edildiği, ancak anılan düzenleme uyarınca tebliğ edilen kararın sanığa açıkça "anlatıldığına dair" bir bilginin yer almaması nedeniyle yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından, sanığın 22/10/2021 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
    Bozma üzerine yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kabule göre de;
    2- Bozma öncesi verilen 19/12/2013 tarihli karardan önce, sanığa 5271 sayılı CMK’nın 195. maddesindeki şerhi içeren duruşma davetiyesinin doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 12/11/2013 tarihinde MERNİS adresinde adresten taşındığı şerhi ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, duruşmaya gelmediğinden savunma alınmadan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 19/12/2013 tarihli ve 2013/1069 esas, 2013/1227 sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, bozmadan sonra da sanık savunması alınmadan 19/09/2017 tarihli kararla mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşıldığından; sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, sanığa “denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya yokluğunda hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak gönderilen duruşma davetiyesinin sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiği, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı gibi duruşma davetiyesinin doğrudan sanığın MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilmesinin de usulsüz olduğu gözetilmeden sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddeleri gereğince hükmün BOZULMASINA; 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi