1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine;
2-Dava ilk prim kesintisini takibeden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkindir.
Mahkemece istem aynen kabul edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının teslim ettiği ürün bedelinden Bağ-Kur priminin 1998 ve 2001 yıllarında tevkifat yoluyla kesildiği, ancak 1999,2000 yıllarında tevkifat yoluyla prim kesintisi yapıldığına ilişkin bir belgenin bulunmadığı 27.09.2001 tarihinde Ziraat Odasına kaydolduğu, 11.04.2006 tarihinde 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği görülmektedir. Hal böyle olunca tarım Bağ-Kur sigortalılığının oluşup oluşmadığının tesbiti için 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesinde belirtilen kayıtların araştırılması gerekir. Yapılacak iş; tapu dairesinden davacıya ait tarla ve bahçe olup olmadığı Belediyeden zirai arası emlak vergisi mükellefi olup olmadığı sorularak Ziraat Bankası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, ayrıca köy ve mahalle muhtarlarının bu durumu Kuruma bildirmekle yükümlü oldukları yasacada öngörüldüğünden ilgili muhtarlıktan bilgi almak gerekirse bu yıllarda muhtar ve aza olarak görev yapan kişilerin bilgilerine başvurmak ve davacının 1999 ve 2000 yıllarında ürün teslim ettiği Altab ve Dimon firmalarından teslim ettiği ürün bedellerinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu salt tanık beyanlarına dayanılarak davacının prim kesintisinin bulunmadığı 1999 ve 2000 yıllarında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.