20. Hukuk Dairesi 2014/10333 E. , 2015/132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyü 69 parsel sayılı 8350 m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın, davalılar adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını iddia ederek, orman kadastro sınırları içerisinde kalan alanın tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 123 nolu Orman Kadastro Komisyonunca orman olarak belirtilen alanda, ormandan açma yapıldığını gösteren izlere rastlanmadığı, bu alanın ormandan ağaçlar sökülerek kazanılsa idi ağaç köklerinin mevcudiyeti yanında ormandan açılan alanda toprak tipinin, renginin değişikliği, bitki örtüsünün değişikliği belli olacağından bu tip oluşumların alınan raporlarla tespit edilemediği, toprak yapısı ve bitki örtüsü olarak ziraat arazisi formunda olduğunun anlaşıldığı, orman olarak kabul edilen bu sahanın toprak yapısının, bitki örtüsünün ve tüm özelliklerinin 69 nolu parselin orman sayılmayan yerle aynı vasıfta olduğu belirlendiğinden, bu sahanın hava fotoğraflarının çekildiği yılda olduğu gibi, açık alan olduğu, ormansız alan olduğu tespit edildiğinden; ... İli ... İlçesi ... Köyü 69 nolu parsel 8350 m² yüzölçümlü taşınmazla ilgili olarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm Davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21/11/2007 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla dava açmış olup; mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalıp kalmadığı değerlendirilmeden eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına göre karar verilmiş, davalılar tarafından 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içinde orman tahdidinin iptaline yönelik dava açıp açmadıkları araştırılmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davalılar tarafından 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde orman tahdidinin iptaline yönelik dava açıp açmadıkları araştırılmalı, açılmış ise her iki davanın birleştirilmesi hususu değerlendirilmeli daha sonra orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri
orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin bulunduğu yerden getirtilip önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan yönetmelik ve teknik izahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.