12. Ceza Dairesi 2016/2426 E. , 2016/9023 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 23.904,72 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı ... Defterdarlığı ... Gümrük Saymanlık Müdürlüğü veznedarı iken hakkında 4422 sayılı Kanun kapsamında menfaat temin etmek suretiyle teşekkül oluşturmak suçundan soruşturma açıldığı, bu kapsamda cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve rüşvet almak suçlarından 14.03.2001 tarihinde gözaltına alınarak ... Sulh Ceza Mahkemesinin 21.03.2001 tarihli kararı ile tutuklandığı, yapılan soruşturma sonucunda davacı (sanık) da dahil bir kısım sanıklar hakkında ... Devlet Güvenlik Mahkemesine kamu davası açıldığı, davacının yargılama aşamasında 25.07.2001 tarihinde tahliye edildiği ancak ... Devlet Güvenlik Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 25.12.2001 tarih, 2001/90 esas, 2001/249 sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın ... Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, fakat davacı (sanık) hakkında atılı cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve rüşvet almak suçlarından ayrı ayrı yargılamaya devam olunduğu, bu kapsamda ... Ağır Ceza Mahkemesince cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yapılan yargılama neticesinde 18.01.2006 tarih, 2002/13 esas, 2006/4 sayılı karar ile davacının beraatine karar verildiği bunun üzerine, davacı vekili tarafından 26.06.2006 havale tarihli dilekçe ile davacının 14.03.2001 tarihinde gözaltına alınıp, 21.03.2001 tarihinde tutuklandıktan sonra 10.07.2001 tarihinde tahliye edildiği belirtilerek, davacının toplamda 118 gün tutuklu kaldığı gerekçesi ile ... 3. Ağır Ceza Mahkemesine 35.000 TL maddi, 40.000TL manevi tazminat talepli dava açtığı ancak, gerek dava dilekçesinde gerekse davanın aşamalarında davacının yatırmış olduğu iddia olunan 10.000 TL nakdi kefaletten bahsedilmediği ve yapılan yargılama ve inceleme sonucunda, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.11.2008 tarih, 2006/265 esas, 2008/424 sayılı kararı ile davacı lehine, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tutuklu bulunduğu süre zarfında alamadığı fazla mesai ücreti olarak tespit edilen 2.280 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, verilen hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesi yapan Dairemizce 23.12.2011 tarih, 2011/7266 esas, 2011/9652 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün onanarak kesinleştiği, buna karşın davacı (sanık) hakkında rüşvet almak suçu yönünden ... Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamanın aynı mahkemenin 06.04.2010 tarih, 2009/191 esas, 2010/85 karar sayılı beraat hükmü ile neticelenmesi üzerine, davacı vekilinin bu kez 27.09.2011 tarihli dilekçe ile davacının 14.03.2001 tarihinde gözaltına alınıp, 21.03.2001 tarihinde tutuklandıktan sonra 25.07.2001 tarihinde tahliye edildiğini, davacının toplamda 124 gün tutuklu kalarak 40 ay boyunca açıkta kaldığını belirterek, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesine aynı tutuklama neden ve sürelerine dayalı olarak ve ayrıca davacının 10.000 TL nakdi kefaletle serbest kaldığı belirterek, nakdi kefalet olarak ödenen 10.000 TL’nin yatırıldığı tarih ile iade edildiği tarihe kadar geçen süredeki faizi olmak üzere neticeten 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesi talebinde bulunulduğu, taleple ilgili yargılama ve inceleme yapan ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.05.2012 tarih, 2011/363 esas, 2012/165 sayılı kararı ile maddi zarar tespit edilmediğinden maddi tazminat talebinin reddi ile 4.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği, verilen hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesi yapan Dairemizce 07.05.2014 tarih, 2013/25824 esas, 2014/11103 karar sayılı ilamı ile ‘’Davacının tazminat talebinin dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 esas, 2010/85 karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) rüşvet almak suçundan 14.03.2001 tarihinde tutuklandığı, 25.07.2001 tarihinde nakti kefalet karşılığında tahliye edildiği, yargılama sonunda 06.04.2010 tarihinde beraatine ve nakdi kefaletin iadesine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, davacının yatırılan kefalet parasının emanette kaldığı sürece bu paraya tahakkuk edecek faizi isteyebileceği nazara alınmadan yazılı gerekçeyle maddi tazminatın reddine karar verilmesi ve dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, ... zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava olup olmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanarak ve ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi’’ şeklinde bozulması üzerine yeniden inceleme yapan mahkemece davacı lehine, yatırıldığı iddia olunan 10.000 TL nakdi kefaletin yatırıldığı tarih ile iade edildiği kabul edilen 06.04.2010 tarihine kadar işlemiş olan yasal faizin maddi tazminat olarak hüküm altına alınmasına karar verilmiş ise de, maddi tazminat talebinin dayanağı olarak kabul edilen 10.000 TL nakdi kefaletin hangi tarihte yatırıldığına ilişkin alındı makbuzu ve hangi tarihte iade edildiğine dair bilgi veya belgelerin dosyada bulunmaması ve iade tarihi olarak kabul edilen dayanak beraat hükmünde de ‘’daha önceki aşamalarda yatırılan teminatların iadesine ve mal varlıkları üzerindeki şerhin kaldırılmasına dair kararımızın gereğinin yerine getirildiği anlaşıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına’’ şeklinde karar verilerek, 06.04.2010 tarihinde iade edildiği kabul edilen nakdi kefalet hususunda herhangi bir karar verilmemiş olması ve davacının tazminat talebi yönünden 10.05.2012 tarihinde alınan beyanında nakdi kefaletten kaynaklanan zarardan bahsedilmemiş olması ve manevi tazminat yönünden ise, gözaltı süresi dahil tutuklu kalınan 133 günün, 118 günü yönünden daha önce ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.11.2008 tarih, 2006/265 esas, 2008/424 sayılı kararı ile davacı lehine 5.000 TL manevi tazminata hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyalarının kesinleşme şerhlerini içerir aslı veya onaylı örnekleri ile maddi tazminat talebine ilişkin ilgili belgelerin aslı veya onaylı suretleri getirtilip dosya arasına alındıktan sonra ilgili kayıt ve belgeler üzerinde gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak, davacı tarafından yatırıldığı iddia olunan nakdi kefaletin hangi tarihte yatırılıp hangi tarihte iade edildiğinin ve manevi tazminat miktarının belirlenmesine esas alınan gözaltı ve tutuklulukta geçirilen sürelerin aynı olması ve daha önce davacının tutuklu kaldığı 118 gün için manevi tazminata hükmedilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle, mükerrer şekilde tazminata hükmedilip edilmediğinin kuşkuya yer vermeyecek ve Yargıtay denetimine olanak sağlanacak şekilde belirlenmesinden sonra, sonucuna göre gereğinin takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.