Esas No: 2021/19068
Karar No: 2022/6040
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/19068 Esas 2022/6040 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/19068 E. , 2022/6040 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/11/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 22/02/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 24/04/2017 tarihli ve 2017/62492 soruşturma, 2017/2720 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve 15 günlük itiraz süresinin gösterildiği, kararın 29/04/2017 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 07/03/2018 tarihli ve 2017/3508 DS sayılı yazısı ile, yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bu nedenle 14/11/2017 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verildiğinin bildirilmesi ve şüphelinin 18/02/2018 tarihinde Çanakkale ilinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine, erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2018 tarihli ve 2017/62492 soruşturma, 2018/27822 esas, 2018/22934 sayılı iddianamesi ile, İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/06/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
4- Dosya arasında bulunan Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 25/09/2019 tarihli ve 2019/419 esas, 2019/296 sayılı kararının incelenmesinde;
a-) Sanığın 19/01/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 12/05/2014 tarihli ve 2014/7714 soruşturma, 2014/19363 esas, 2014/1496 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
b-) Bakırköy 6. Çocuk Mahkemesinin 06/11/2014 tarihli ve 2014/421 esas, 2014/850 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 14/11/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
c-) İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu kararı ile ihbarda bulunulması üzerine,
Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 25/09/2019 tarihli ve 2019/419 esas, 2019/296 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3, 62 ve 50/1-a. maddeleri gereğince 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edildiği,
d-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 18/03/2021 tarihli ve 2019/4685 esas, 2021/905 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine, 22/02/2017 tarihli suçun zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/04/2017 tarihli ve 2017/62492 soruşturma, 2017/2720 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın erteleme süresi içinde tekrar kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurması nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama neticesinde, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında evvelce 19/01/2014 tarihinde işlemiş olduğu aynı nev'iden suç nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetime tâbi tutulmasına dair Bakırköy 6. Çocuk Mahkemesinin 06/11/2014 tarihli ve 2014/421 esas, 2014/850 sayılı kararının 14/11/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 22/02/2017 tarihinde işlediği inceleme konusu suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, 5271 sayılı Kanun'un 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 25/09/2019 tarihli ve 2019/419 esas, 2019/296 sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 18/03/2021 tarihli ve 2019/4685 esas, 2021/905 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmakla,
İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararında yargılama konusu olan 22/02/2017 tarihli suçun, daha önce Bakırköy 6. Çocuk Mahkemesince, 6545 sayılı Kanun kapsamında zorunlu olarak verilmiş olan 06/11/2014 tarihli ve 2014/421 esas, 2014/850 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali mahiyetinde bulunduğu ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı cihetle, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında 22/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 24/04/2017 tarihli ve 2017/62492 soruşturma, 2017/2720 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi ve 18/02/2018 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2018 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararı ile, sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
Somut olayda, sanık hakkında daha önceden Bakırköy 6. Çocuk Mahkemesinin 06/11/2014 tarihli ve 2014/421 esas, 2014/850 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 14/11/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 22/02/2017 tarihinde işlediği inceleme konusu suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin 25/09/2019 tarihli ve 2019/419 esas, 2019/296 sayılı kararı ile, 5271 sayılı Kanun'un 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 18/03/2021 tarihli ve 2019/4685 esas, 2021/905 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiği, kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 22/02/2017 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Sanığın 22/02/2017 tarihli eylemini, Bakırköy 6. Çocuk Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması, ayrıca sanığın 18/02/2018 tarihli eyleminin müstakil bir suç oluşturacağı gözetilerek 18/02/2018 tarihli eylem yönünden gereği için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan 22/02/2017 tarihli eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi ve sanığın 18/02/2018 tarihli eyleminin müstakil bir suç oluşturacağı gözetilerek 18/02/2018 tarihli eylem yönünden gereği için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2018/468 esas, 2019/396 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.