20. Hukuk Dairesi 2014/7711 E. , 2015/175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Asmakaya Köyü 219 ada 3 parsel sayılı 26958.17 m² yüzölçümlü taşınmaz, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli parselin kadastro tespitinin iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, davalı Hazine tarafından temyiz edilerek, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/05/2010 gün ve 2010/6876-7248 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritası tespit edilip dosyaya getirtilmeden düzenlendiğinden çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Ayrıca, çekişmeli taşınmazın batısında ... Nehri bulunmasına rağmen taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de rapor alınmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğini ile en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir jeoloji mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli..." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddi ile dava konusu 219 ada 3 sayılı parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/03/2012 gün ve 2011/14424-3210 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan ikinci bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda taşınmazın 1962 tarihli memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda görüldükleri, en eski tarihli hava fotoğraflarında da orman sayılan alanda kaldığı belirtilmiş ise de, rapora ekli memleket haritasında rumuzlar anlaşılamadığı gibi eylemli olarak da taşınmaz üzerinde çok sayıda meyve ağacı bulunmasına rağmen bu ağaçların yaşlarına göre memleket haritasındaki yeşil görünümün meyve ağaçlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ya da haritada boyama hatası olup olmadığı tartışılmamıştır. Diğer taraftan, taşınmazın eski tarihli hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumu gösterilmediğinden rapor denetlenememektedir. Denetime elverişli olmayan rapor hükme esas alınamaz. Bu nedenle;
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, taşınmaz üzerindeki ağaçların yaşları ve cinsleri belirlenerek memleket haritasındaki yeşil görünümün bu ağaçlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tartışılmalı, yine memleket haritasındaki görünümü davalı taşınmazla aynı olan çevre parsellerin kişiler adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın eylemli meyve bahçesi olduğu göz önünde bulundurulmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli...” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince orman sınırlandırması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.