Davacı, 1.1.1987-30.9.1996 tarihleri arasında SSK. zorunlu sigortalı hizmetleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplnan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum"un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1.1.1987-30.9.1996 tarihleri arasında SSK."na tabi zorunlu sigortalı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının verdiği 24.3.1987 tarihli bildirge üzerine davalı Kurumca 1.1.1987 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, SSK. hizmet cetvelinden ihtilaf konusu dönemde 13.12.1988 tarihinde SSK. zorunlu sigortalısı olarak çalışmaya başlayıp 1988 yılı 3.dönemde 18 gün, 1989 yılı 1.dönemde 113 gün, 1991 yılı 1.dönemde 55 gün, 2.dönemde 30 gün, 1992 yılı 2.dönemde 7 gün, 3.dönemde 3 gün zorunlu sigortalı olarak çalışmasının bulunduğu durumun davalı Kurumca öğrenilmesi üzerine sigortalılığının 12.12.1988 tarihi itibariyle terkin edildiği, bu dönemde prim ödemesi bulunmadığı, 29.3.2000 tarihli bildirgesi üzerine 1.4.2000 tarihi itibariyle yeniden kayıt ve tescil edildiği bu tarihten sonra prim ödemelerinin bulunduğu, 20 dönüm zirai arazinin emlak vergisini verdiği, 29.9.2000 tarihinde Ziraat Odasına kaydolduğu, davacının 1.1.1987-12.12.1988 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı, davalı Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 1.1.1987 tarihinde tescil edilmiş olmakla ve bu tarihten sonraki SSK."na tabi çalışmaları uzun süreli blok çalışma olmayıp aralıklı ve kısa süreli çalışma olduğundan bu süreler dışında kalan dönemlerde 2926 sayılı Yasa"nın 10.maddesi koşullarını taşınması halinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekir ise de mahkemece 2926 sayılı Yasa"nın 10.maddesinde belirtilen kayıtların varlığı araştırılmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; davacıyı ihtilaf konusu dönemde ürün satışı yaptığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden kesinti yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, Tapu Dairesinden davacı adına kayıtlı zirai arazı bulunup bulunmadığını sormak varsa tesis tarihini tesbit etmek, Ziraat Bankası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, ayrıca ihtilaflı dönemde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tesbit ederek tanık olarak bilgilerine başvurmak ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu salt tanık beyanlarına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.