Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10385
Karar No: 2015/201

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/10385 Esas 2015/201 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/10385 E.  ,  2015/201 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, miras yoluyla intikal, devir ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle Hazine üzerindeki 2114 sayılı parselin yaklaşık 5 dönümlük bölümüne ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılamayacak Hazineye ait tapulu taşınmaz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili, tescil konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı köy temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece davacı ..."nun açmış olduğu tescil davasının reddine, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulü ile 28.07.2005 tarihli krokide (A) harfiyle gösterilen 1018,27 m2 yüzölçümündeki taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine, davacı vekili hükmün redde ve avukatlık ücretine ilişkin bölümünü, davalılar Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekillerinin hükmün kabule ilişkin bölümlerini temyiz etmeleri üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/05/2006 gün ve 2006/2348 - 3088 sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacı vekili, ilk kez açtığı dava ile dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın TMK.nun 713/1. maddesi uyarınca vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş, taşınmazın 2114 parsel numarasıyla Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunun belirlenmesi üzerine, bu yere ait tapu kaydının iptali ve tescil için ikinci davayı açmış, her iki dava birleştirilerek yargılama yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
    2114 sayılı parsel, 18.05.2004 tarihinde çalılık ve tarla niteliğiyle idarî yoldan Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Dosyadaki bilgilere göre, dava konusu yer, daha önce kadastroca bayır niteliğiyle tespit dışı bırakılan bir yerdir. Mahkemece taşınmazın hangi tarihte tespit dışı bırakıldığı araştırılıp belirlenmiştir. Kural olarak, tescil işleminin mahkeme hükmüne dayanması gerekir. İdarî yoldan, Hazine adına tescil, 5519 sayılı Kanunun hükümlerine aykırı olup, bu yolda oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir. Ancak, iptal edilinceye dek böyle bir kayda değer verilmesi gerekir. Az önce de açıklandığı üzere; davacı vekili, taşınmazın tapulu olduğunu öğrenmesi üzerine iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, tescil isteği iptali de kapsar. Bu tür durumlarda, ikinci bir davanın açılmasına gerek bulunmamaktadır. Tescil davasına açıklık getirilmek suretiyle davanın iptal ve
    tescil davası şeklinde sürdürülmesi mümkün iken, ikinci kez açılan iptal ve tescil davasıyla aynı sonuca ulaşılmıştır.
    Tescil konusu taşınmazın 1969 yılında yapılıp 1970 yılında kesinleşen orman sınırlandırma hattının dışında kalan orman sayılmayan bir yer olduğu ormancı bilirkişi tarafından gerekçeli olarak açıklandığına göre, Orman Genel Müdürlüğü vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Tescil konusu taşınmazın davacı ve devreden miras bırakanı tarafından Hazine adına idari yoldan tescil edildiği tarihe kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edildiği belirlendiğine göre, aşağıda belirtilen husus dışında davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
    Tespit dışı bırakılan yerlerin genel hükümlere göre tescilinin istenilmesi halinde taşınmazın hangi tarihte tespit dışı bırakıldığının belirlenmesi, o tarihten Hazine adına tescil tarihine kadar kazanma süresinin geçip geçmediğinin araştırılıp belirlenmesi gerekir. Görülmekte olan davada bu husus üzerinde durulmamıştır. Bundan ayrı, taşınmazın niteliği yönünden ziraatçı uzman bilirkişinin raporu da duraksamaya yol açmaktadır. Gerçekten de, taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı ve kültür arazisi niteliğinin kazandırılıp kazandırılmadığı kesin olarak açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu yön gözönünde tutularak komşu parsellere ait kadastro tutanağı ve dayanak belgelerin getirtilmesi, ondan sonra yerel, teknik ve ziraatçı uzman bilirkişiler marifetiyle dava konusu taşınmaz üzerinde yeniden keşif yapılması, taşınmazın niteliğinin kesin olarak belirlenmesi, tespit dışı bırakılma tarihi de gözönünde tutularak ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
    Davacı vekilinin avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili daha önce tescil, taşınmazın tapulu olduğunun belirlenmesi üzerine ikinci kez iptal ve tescil davası açmış ise de tescil isteği iptali de kapsadığından tek bir dava bulunmaktadır. Tescil davasının reddi nedeniyle davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü lehine ayrı ayrı avukatlık ücreti takdir ve tayin edilmiş olması doğru değildir. Davanın bir bütün olarak nitelendirilmesi, kabul ve reddedilen bölümler gözönünde tutularak davalılar yararına tek ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde ayrı ayrı iki kere ücreti vekalete hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, 10/12/2007 tarihli fen bilirkişi rapor ve eki krokisinde (A) harfiyle işaretli 719,23 m², (C) harfiyle işaretli 354,34 m², ve (D) harfiyle işaretli 362,66 m² yüzölçümündeki bölümlerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (D) harfiyle işaretli bölüm tapuda davalı Hazine adına kayıtlı Kızılkaya Köyü 2114 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığından bu bölümün tapu kaydının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ile tapu iptali ve tescile ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında seri bazında orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1996 yılında 3302 saylı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması yapılmıştır. Arazi kadastrosu ise 1953 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer bayır niteliğiyle tescil harici bırakılmıştır.
    1) Orman Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2) Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararında zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu belirlendiği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise yapılan inceleme araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, taşınmazın orman tahdidi dışında olması üzerinde zilyetlikle edinme koşulları oluştuğu anlamına gelmez, hükme dayanak yapılan orman bilirkişi sadece orman tahdit haritası uygulanmak suretiyle düzenlemiş olup tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafı ve memleket haritası getirtilerek edinme koşulları yöntemince araştırılmamıştır.
    Bu nedenle mahkemece, eski tarihli ayrıca dava tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; güncel eğimi klizimetre ile memleket haritasındaki eğimi ise eşyükselti eğrilerinden yararlanılarak belirlenip 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinin karşıt kavramına göre yüksek eğimli çalılık karakterdeki yerlerin orman sayılacağı düşünülmeli, hava fotoğrafları stereskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan açıklayıcı krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) İki numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 21/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi