20. Hukuk Dairesi 2015/111 E. , 2015/205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 13.09.2013 tarihli dava dilekçesi ile; ... İlçesi, ...Beldesinde bulunan sınırları dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın yörede ilk kez yapılan ve 15.08.2013 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde tespit gördüğünü, oysa müvekkilinin 20 yılı aşkın bir süreden beri aralıksız fasılasız malik sıfatıyla bu taşınmazı kullandığını ileri sürerek, taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılarak müvekkili adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile ...Beldesinde bulunan ekli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4825,72 m2"lik yerin orman sınırları dışına çıkartılarak davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 15.08.2013 tarihinde ilân edilen ancak dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmeyen orman kadastro çalışmaları bulunmaktadır.
Mahkemece davaya konu (A) harfli taşınmaz bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; çekişmeli yer, 1974 yılında yapılan arazi kadastro çalışmalarında tapulama dışı bırakılmış olup, memleket haritası ve orman kadastro paftasına göre de 20 nolu orman parseli bitişiğinde ve bu parsel ile birlikte 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklığı konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
Kanun koyucu, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yaptığı düzenlemeyle, orman içi açıklıkların özel mülke dönüşmesi yolunu kapatmıştır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesislerin, şahıslar adına tapuya tescil olunamayacağı; buralara doğrudan doğruya Orman İdaresince el konulacağı, 17. maddenin (5192 sayılı Kanunla değişik) ikinci fıkrasıyla hüküm altına alınmıştır.
Orman içi açıklığı konumundaki taşınmazların, öncesinin orman olma zorunluluğu da yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde, öncesi orman iken açılan yerlerin yanında ayrıca (orman bütünlüğünün korunması amacıyla) orman içi açıklığı konumundaki taşınmazların da zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceği yönünde önemli bir ilkeye yer verilmiştir.
Öte yandan;
a)26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinin 26/son maddesinde “devlet ormanlarındaki açıklık sahaların devlet ormanı olarak tahdit edileceği”
b) 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/A maddesinde “Orman Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç veya ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şüceyrat ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”
c)19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu Yönetmeliğinin 40/A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç ve ağaççık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şuceyrat ihtiva eden açıklıkların devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”
d) 20.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Yapılacak Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 30/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 Sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen, ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
e)02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 23/1-A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı kanunun 17. Maddesinde yeralan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
f)15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/1-a maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
g) 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16/1-i maddesinde (aynı Yönetmeliğin 14/1-s maddesinde “Orman içinde kültür arazileri dışında, insan müdahalesi olmaksızın kendiliğinden oluşan, doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki ve bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren alanlar” olarak tanımlanan) “orman içi açıklıkların”, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı,
Öngörülmüştür.
Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034, 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039, 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, yargısal uygulamada da, bu tür yerlerin, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bulunsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel mülk olarak kişiler adına tescil edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Mahkemece, değinilen yönler gözetilerek davanın reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.