Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3342
Karar No: 2010/8426

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/3342 Esas 2010/8426 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/3342 E.  ,  2010/8426 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KUYUCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/02/2009
    NUMARASI : 2006/292-2009/29

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, mirasbırakanları babaları M.K."nın ilk eşi S."dan olma çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 132 parsel sayılı taşınmazının gayriresmi birlikte yaşadığı A.Ç. "e satış göstererek temlik ettiğini, onun da taşınmazı muristen olan kendi çocuklarına devrettiğini ileri sürüp tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini  istemişlerdir.
    Davalılar, dava konusu taşınmazın A.nin babasının verdiği para ile alındığı halde muris adına tescil edildiğini, bu nedenle taşınmazın düşük bedelle  gerçek hak sahibi A. ye satıldığını üzerindeki evlerin A.ve çocukları tarafından yapıldığını bildirip davanın reddini savundular.
    Mahkemece, satış işlemlerinin danışıklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.                                                                                                                
    Karar,  davacılar ve  davalı  Ü. K. vekilleri  tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.7.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.N.Ü. geldi, davetiye  tebliğine  rağmen  yine  temyiz  eden  vekili  avukat  ile  asiller gelmediler, yokluklarında  duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil  isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın  reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan M.K.nın malik olduğu 132 parsel sayılı taşınmazını 14.12.1987 tarihinde davalıların annesi olan A.ye satış suretiyle temlik ettiği ve onun tarafından da taşınmazın davalı olarak gösterilen çocuklarına ve torununa intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, mirasbırakanları M."in A."ye yapmış olduğu taşınmaz temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere;  uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince; davacıların mirasbırakanı M."in ilk eşi olan S. dan olma çocukları, davalılar ise mirasbırakanın gayri resmi olarak birlikte yaşadığı ve temlikten sonra  ve S."nın  ölümü   üzerine  evlendiği A."den çocukları  ve torunu olduğu kayden sabittir. Mirasbırakan M.in varlıklı bir kişi olduğu, taşınmaz  satmaya   ihtiyacının  bulunmadığı, davalı  Alime"nin ise muntazam geliri olmayan ev hanımı olduğu başka bir ifadeyle taşınmaz satın almaya mali gücünün bulunmadığı, akitte gösterilen değer ile taşınmazın gerçek arasından aşırı değer farkı bulunduğu, öte yandan davalılar savunmalarında taşınmazın Mehmet üzerine yapılan kaydın Alime"nin babasının verdiği para ile ahardan satın alınarak sicil kaydının oluştuğunu bildirmişlerse de anılan bu hususun kanıtlanamadığı dosya kapsamı ile sabittir.
    O halde, samut bu olgular ve bulgular ve yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilmeli ve dava kabul edilmelidir.
    Hal böyle  olunca;davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün  HUMK"nun  428.  maddesi  gereğince  BOZULMASINA, bozma  nedenine  göre   davalı  Ünal Kaya"nın temyiz  itirazları   yerinde  olmayıp  Reddine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı  taraftan alınmasına,alınan peşin harcın temyiz edene geri  verilmesine, 20.7.2010  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     

     

     

     

     

     

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi