16. Hukuk Dairesi 2014/13200 E. , 2015/4272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı 2.678.76, 3.511,97 ve 2.830,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Toprak Tevzi Komisyonunca 61 ada 15, 16 ve 17 parsel numarasıyla davacı ..."in kullanımından bahsedilerek ve tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına, 119 ada 2 parsel sayılı 2.295,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise Toprak Tevzi Komisyonunca 61 ada 14 parsel numarası ile davalıların miras bırakanı ... adına kaydedildiğinden bahsedilerek ve tapu kaydı nedeniyle davalılar ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 19.11.2012 tarih, 2012/1816 Esas ve 2012/8081 Karar sayılı ilamıyla çekişmeli 119 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliklerinin tamamının davaya dahil edilmediği ve taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında hüküm kurulamayacağına değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda davacı tarafın 60 yılı aşkın süredir zilyetliğinin bulunduğu, davacının tutunduğu ve dava tarihi 1951 olan tescil ilamı sonucu oluşan tapu kaydına, çekişmeli taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarına göre üstünlük tanınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yetersiz, değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli 119 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar, Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalarda 61 ada 15, 16 ve 17 sayılı belirtmelik parseli olarak belirlenmiş olup, sırasıyla 21.11.1955 tarih 138 sıra, 16.04.1956 tarih 22 sıra ve 03.11.1955 tarih 216 sıra sayılı tapu kayıtları ile Hazine adına, 119 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise 61 ada 14 sayılı belirtmelik parseli olarak belirlenmiş olup, 09.03.1953 tarih 80 sıra sayılı tapu kaydı ile davalı ... ve müşterekleri adına tapuya bağlanmıştır. Davacı tarafın dayanağını oluşturan 12.500 metrekare yüzölçümündeki 05.05.1954 tarih ve 16 sıra sayılı tapu kaydı ise ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.04.1954 tarih, 1951/143 Esas, 1954/40 Karar sayılı ilamı ile oluşmuştur. Davacı dayanağı tapu kaydı Hazinenin taraf olduğu ve taraflar arasında kesin hüküm teşkil eden tescili ilamı ile oluştuğu halde tapu kaydı haritası uygulanarak kapsamı haritasına göre belirlenmemiş, davalılar Hazine ile ... ve müştereklerinin dayanağı olan tapu kayıtlarının kapsamı da tevzi haritalarından yararlanılmak suretiyle saptanmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle dava konusu taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının dayanağı olan belirtmelik tutanakları ve tevzi haritaları ile bu tapu kayıtları tesislerinden başlanarak tedavüller ve davacı tapusunun dayanağı tescil ilamı ile varsa haritası getirtilmeli, davacının dayandığı tapu kaydının revizyon görüp görmediği sorulmalıdır. Revizyon görmüş ise ilgili taşınmazların tutanakları da getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ve teknik bilirkişi huzuru ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında, tarafların dayandığı tapu kayıtları ve haritalarının kadastro paftasıyla ölçeklerinin eşitlenip çakıştırılması suretiyle kapsamları, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeli, haritaların uygulama yeteneğinin bulunmaması halinde kayıtlarda yazılı sınırlar yerel bilirkişilere okunup, zeminde tek tek gösterilmesi sağlanmalı, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaretlettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinin beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmelidir. Hazine adına kayıtlı 119 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davacı dayanağı tapu kaydının, Hazinenin taraf olduğu ve taraflar arasında kesin hüküm teşkil eden tescil ilamı sonucu oluştuğu göz önüne alınarak tescil krokisinin Hazine parsellerini kapsadığı bölümün davacı adına tesciline karar verilmeli, davacı dayanağı tapu kaydının revizyon gördüğü taşınmazların yüzölçümleri kaydın miktarının hesaplanmasında göz önünde bulundurulmalı, tescil tapusunun kapsamı dışında ancak Hazine tapu kaydının kapsamında kalan bölümler yönünden davacı yararına 3402 sayılı Kanun"un 46/1 ve 14. madde koşullarının bulunup bulunmadığı; her iki tapu kaydı dışında kalan bölümler varsa bu kez 3402 sayılı Kanun"un 14. madde koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Diğer taraftan, dava konusu parsellerden 119 ada 2 sayılı parselin hem davacıların dayanağı tapu kaydının hem de davalılar ... ve müştereklerinin dayanağı olan tapu kaydının kapsamında kalan bölümleri yönünden doğru temele dayalı eski tarihli tapu kaydına değer verileceği; ancak davacı tapu kaydının taşınmaza uymaması, davalı dayanağı tapu kayıdının ise tevzi suretiyle Hazine adına oluşup, temlik ile davaya geçmiş olduğunun belirlenmesi halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/3. maddesi gereğince bu parsel yönünden tapu kaydının iptalinin istenemeyeceği ancak bu halde, koşulları varsa genel kurallar uyarınca Hazineden tazminat talep edilebileceği göz önünde bulundurularak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 20.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.