3. Hukuk Dairesi 2013/2313 E. , 2013/3911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı(karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkili ile davalının Bakırköy 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/83 E. - 1996/959 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davacı yararına aylık 15 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/135 E.- 2006/22 K. sayılı kararı ile aylık nafakanın 150 TL"ye yükseltildiğini, değişen durum nedeniyle artırılarak 500 TL"ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 2012/1054 sayılı davayı açmak suretiyle, müvekkilinin evlenmesi, emekli maaşından herhangi bir gelirinin olmaması sebebi ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, dosyası bu dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, nafakanın artırılması talebinin kısmen kabulü ile nafakanın aylık 300 TL"ye yükseltilmesine, birleşen dosyada yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı(karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” denilmektedir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yapılmış, davacı kadının herhangi bir gelirinin bulunmadığı, 900,00 TL kira verdiği, yalnız yaşadığı tespit edilmiştir. Davalı kocanın evli olduğu Bağkur emeklisi olduğu, 800,00 TL maaş aldığı, maaşından icra ve nafaka kesintisinin bulunduğu, Gelibolu"da bir yazlığının olduğu, anlaşılmıştır.
Mahkemece, “Davalı tanıkları her ne kadar davalının emlak işi ile uğraşmadığını, bu işi 20-25 sene önce yaptığını ifade etmiş iseler de, 2006 tarihli nafaka artırım davasında davalının emlakçılık yaptığı belirlenmiş olduğundan davalı tanıklarının anlatımlarına itibar edilmemiş ve nafaka alacaklısının ihtiyaçları, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde ve hakkaniyet ölçüsünde, davacının ÜFE deki artış oranı nazara alınsa dahi yoksulluk nafakasının 300 TL"ye yükseltilmesi gerekeceğinden artırma talebinin kısmen kabulüne, davacının herhangi bir gelirinin olmadığı, çalışmaya da başlamadığı anlaşıldığından davalının yoksulluk nafakasının kaldırılma talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir ” gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Her dava açıldığı tarihe göre yeniden ispatlanır. Oysa asıl olan tanıkların doğru söylediğinin kabul edilmesidir. Davacı tanıklarının beyanı duyuma dayalı olup, davalı tanıkları dava tarihi itibarıyla davalının emlakçılık yapmadığını söylediği gibi, zabıta da araştırmalarında 70 yaşında olan davalının emekli maaşından başka gelir getiren bir işi olduğunu tespit etmemiştir. O nedenle toplanan delillerle doğrulanmamış, endeks artışının da üzerinde belirlenen nafaka TMK"nun 4. maddesinde yazılı hakkaniyete uygun olmadığından usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Ayrıca nafakanın kaldırılmasına dair dava birleştirilmiş ise de, dosyası bu dosya içine alınmamıştır.
O halde, birleşen dava dosyası ve birikmiş nafaka tahsiline dair Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2011/5232 sayılı takip dosyası bu dosya içine alınmalı, hiçbir geliri olmayan davacının yüksek kira gideri ve nafaka tahsil etmeden uzun süre geçimini nasıl sağladığına dair ilgili birimlerden etraflıca sorularak ekonomik durumu yeniden araştırma yapılmak suretiyle belirlenmeli, davalının ödeme gücüne ve ÜFE artış oranına uygun bir miktarın tespiti yapılmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HMK.nun geçici 3.maddesi uyarınca HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.