Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/1898
Karar No: 2006/7013
Karar Tarihi: 26.06.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/1898 Esas 2006/7013 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/1898 E.  ,  2006/7013 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Çorum İş Mahkemesi
    TARİHİ : 10/11/2005
    NO : 514-795

    Davacı, 7.3.2004 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının maluliyeti ile sonuçlanan zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
    506 sayılı  Yasa"nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını  en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın  iş  kazası sayılıp sayılmayacağı  hakkında gerekirse   Kurum’ca soruşturma  yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere  yazı ile bildirileceği,  ilgililerce  yetkili mahkemeye  başvurularak Kurum kararına  itiraz  olunabileceği,   itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği bildirilmiştir.  
    Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tesbitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 sayılı Yasa gereğince sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasının teminine yöneliktir. Ancak gelir bağlanmasa bile sigortalının tedavi gideri gibi başka sigorta kollarından yardım talebinde bulunma olasılığıda vardır. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve de olayda iş kazası ise, kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
    Dava konusu olan hukuki ilişki birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı  şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan zorunludur. Burada dava   arkadaşları arasındaki hukuki ilişki son sıkı olup Mahkeme, mecburi dava  arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve bir tek karar verir.
    İş kazasının tesbit istemine ilişkin   dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm  gerek işverenin  gerekse Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını  etkileyeceğinden işveren ile Sosyal Sigortalar kurumu  arasında  mecburi dava  arkadaşlığı  bulunmaktadır. Davalılar arasında (pasif) mecburi  dava arkadaşlığı bulunması halinde, davacı bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır.  Dava bütün mecburi dava arkadaşlarına karşı değil de  bunlardan birine veya bir  kaçına karşı açılmış ise bu halde, dava sıfat  yokluğundan reddedilemez. Mahkemenin,  davayı diğer  mecburi dava  arkadaşlarına da  teşmil etmesi için davacıya bir süre vermesi, davacı bu süre içinde davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil ederse davaya devam etmesi gerekir.  Davanın teşmili  müessesesi  uygulamada " dahili davalı " olarak  nitelendirmekte olup, davayı teşmil eden davacının bu işlem için ayrı bir başvuru harcı ödemesi gerekir.  Gerekli harç ödenmez ise mahkeme davacının  davanın teşmili talebini inceleme konusu yapılamaz ve davanın  teşmil edildiği kişi ihbar olunan üçünçü kişi olarak kabul edilir, aleyhine  hüküm kurulamaz.
    Somut olayda husumet yalnızca davalı işverene yöneltilmiş, mahkemece 28.07.2005 ve 04.10.2005 günlük duruşmalarda, davacı vekiline S.S.K. Başkanlığını davaya dahil etmesi yönünden mehil verilmiş, davalı vekilince ara kararı gereği yerine getirilmediğinden 10.11.2005 günlü duruşmada iki kez süre verildiği halde ara kararının yerine getirilmediği, 2.kez verilen sürenin kesin olduğu gerekçesiyle davacının S.S.K. Başkanlığnı davaya dahil etmesinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilerek S.S.K. Başkanlığının taraf olmadığı bu davada yargılamaya devam olunarak sonuca gidilmiştir.
    H.U.M.K."nun 159. maddesine göre Hakim bir işlemin belli bir süre içinde yapılmasına karar verebilir. Hakimin tayin etmiş olduğu süreler kural olarak kesin değildir. Hakim kendi tayin etmiş olduğu bir süreyi iki tarafı dinleyerek azaltıp çoğaltacağı gibi tayin ettiği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Anılan Yasa"nın 163. maddesi gereğince hakim tayin etmiş olduğu bir sürenin kesin olduğuna karar vermişse, bu kararın açık olması ve ayrıca verilen kesin süreye uyulmamasının müeyyidesinin de aynı kararda gösterilmesi gerekir. Hakimin bir başvuru üzerine iki kez üst üste vereceği süre karar da kesin olduğu bildirilmemiş olsa bile kanundan dolayı kesindir. Ancak uyuşmazlıkta mahkemece ikinci kez süre verilirken davacı vekiline kesin süreye uyulmamasının müeyyidesini belirtmemiştir.
    Diğer yandan dosyadaki bilgi  ve belgelerden davacının iş kazası tesbiti ile birlikte 506 sayılı Yasa"nın 3. ve 79/10. maddelerine dayanarak hizmet tesbit davası da açtığı davanın Ç.İş Mahkemesinin 2004/ 327 Esas nolu dosyasında görülmekte olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında hizmet sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, daha açık bir anlatımla davacının davalıya ait bir işte hizmet akdine dayalı olarak çalışıp çalışmadığı görülmekte olan hizmet tesbiti davası sonucunda berilenecektir. Hizmet tesbit davası bu dava  için bekletici mesele sayılarak hizmet tesbiti davasının sonucunu beklemek suretiyle sonuca gidilmesi gerekir.
    Yapılacak iş; olaydan S.S.K."nun haberdar edilmediği gözetilerek öncelikle davacıya iş kazasını Sosyal Sigortalar Kurumuna ihbar etmesi için önel vermek, olayın Sosyal Sigortalar Kurumunca iş kazası olarak kabul edilmesi halinde bu davanın konusu kalmayacağından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek bu davayı sonuçlandırmak, Sosyal  Sigortalar Kurumunca olayın  iş kazası olduğunun kabul  edilmemesi halinde davacıya davayı S.S.K. Başkanlığına yöntemince teşmil etmesi için kesin önel verip, Kurumun delilleri toplandıktan ve hizmet tesbiti davasının sonucu beklendikten sonra çıkacak sonuca göre karar vermektir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm   bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükümn BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer  itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi