14. Hukuk Dairesi 2015/2177 E. , 2015/7059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2014
NUMARASI : 2012/112-2014/485
Davacı vekili tarafından, 26.01.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 25.06.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/215 Esası üzerinden açılan vasiyetnamenin tenfizi davasının yargılaması sırasında verilen yetki belgesine istinaden m... H... S.. B..."nun veraset ilamının çıkartılması için dava açmıştır.
Davacı vekili yargılama aşamasında İstanbul 1... Noterliği"nin 20.10.1982 tarih 025.... yevmiye no"lu "Vasiyetname Düzenlenmesi" başlıklı vasiyetnameyi ibraz ederek müteveffa H.. B.."nun mirasçısı olan m.. F.. S... S..."in davacı kurumu vasiyetname ile mirasçı tayin ettiğini belirterek bu konuda veraset ilamı verilmesini dava ve talep ettiğini açıklamıştır.
Mahkemece, yapılan araştırma ile TMK"nın 501. maddesi gereğince Hazinenin mirasçı olduğu anlaşılmış ve m.... F... S... S.."in vasiyatname ile mirasçısı olduğunu ileri süren davacının vasiyetnamenin tenfizi davası ile miras haklarına kavuşacağından bahisle Hazinenin mirasçı olduğuna dair tespit kararı verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, mirasçılık kanundan doğuyorsa bu “yasal mirasçılık”tır (TMK m. 495-501). Mirasçılık murisin iradesine dayalı olarak da doğabilir. Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. Bu hukuki işleme “mirasçı atama (nasbı)”, böyle bir işlemle mirasçılık sıfatını kazanan kişiye de “atanmış (mansup) mirasçı” denir.
Buna karşılık, belirli (muayyen) mal bırakma, ölüme bağlı bir tasarrufla murisin bir kişiyi, onu mirasçı olarak atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Kendisine bu şekilde menfaat sağlanan (kazandırmada bulunulan) kişiye “belirli mal bırakma vasiyeti alacaklısı” ya da kısaca “vasiyet alacaklısı (eski deyimle “musaleh”) denilmektedir.
Bir ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması mı yoksa belirli bir mal bırakma vasiyetini mi içerdiğinin belirlenmesinde murisin gerçek iradesi esas alınmalıdır. Bu belirleme için ölüme bağlı tasarrufta, işlemin mirasçı atanması veya belirli mal bırakma olduğunu belirten açık ve belli kelime ve deyimlerin kullanılması şart değildir. Terekenin tamamı veya belli bir oranının hak ve borçlarıyla birlikte kişi veya kişilere intikalini anlatan miras bırakanın her sözcüğü, her deyimi, o kişinin mirasçı atandığına karine kabul edilir.
Diğer yandan, Türk Medeni Kanunu"nun (TMK"nun) 598. maddesinin birinci fıkrası yasal mirasçılara verilecek mirasçılık belgesini açıklarken; ikinci fıkrası da lehine ölüme bağlı tasarrufla mirasçı atanması veya belirli mal bırakma vasiyeti yapılan kişi ya da kişilere de talepleri halinde sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verileceğini hükme bağlamış ve verilme koşulu olarak da "mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayacak bir ay içinde itiraz edilmemiş olmasını göstermiştir.
TMK"nun 598. maddesi gereğince yasal mirasçılara mirasçılık belgesi verilmesi ile atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklılarına belge verilmesi bir “çekişmesiz yargı” işidir. (Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 382/2-c-6). Çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli mahkeme ise aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir (HMK m. 383).
Somut olaya gelince;
Miras bırakan F... S.... S..."in 20.10.1982 tarihli vasiyetnamede "......bulunan gayrimenkuldeki hissemin tamamını ve banka hesabındaki paranın tamamı ile terekeme zuhur edecek diğer bir umum menkul, gayrimenkul emlak, emval, eşya para, hisse senedi vesairenin tamamını T.. D.."ne terk ve vasiyet eyledim" demekle davacı T.. D..ni mirasçı olarak atamıştır. Dava konusu vasiyetname ile davacı atanmış mirasçı konumundadır.
Davacı vekili, gerek dava dilekçesinde ve gerekse yargılama aşamasında verdiği dilekçeler de 20.10.1982 tarihli vasiyetnameye dayanarak veraset belgesi verilmesini istemiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime ait olduğu dikkate alınarak davacının vasiyet sonrası kendisine kalan taşınmazların, terekenin intikalini yaptırabilmek için atanmış mirasçı olduğunu gösterir belge istediği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davacıya atanmış mirasçı olduğuna ilişkin belge verilmesi gerekirken yazılı biçimde "....mirasın tamamının TMK"nın 501. maddesi gereğince Hazineye ait olduğunun tespitine dair karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.