20. Hukuk Dairesi 2014/7885 E. , 2015/299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, kadastro mehkemesinde açtığı dava ile;... Mahallesinde bulunan 1854 parsel sayılı taşınmazın yörede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışma sonucu davalı adına tespit edildiğini, yörede 25.01.1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman tahdidine göre dava konusu taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek, dava konusu 1854 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman sınırları içinde kalan kısmının orman vasfı ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Kadastro mahkemesince, davanın tescil talebine yönelik olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonucu ise; davanın 10 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... (...) Köyünde ilk tesis kadastrosu 1987 yılında yapılmış, 1994 yılında da ek kadastro çalışması yapılmıştır. Orman kadastrosu ise, 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılmış olup, 25.9.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, davanın esasına girilmeden 3402 sayılı Kanunun12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen "Bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 23.07.2011 tarihli 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
Değinilen yönler gözetilerek, davacı ... Yönetimi tarafından çekişmeli taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olduğu iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gibi, hak düşürücü sürenin geçtiği de ileri sürülemeyeceğinden (H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1 - 700 - 101,
2012/1383- 7380, 05.05.1999 gün ve 1999/1-302 -258, 05.05.1999 gün ve 1999/1-304 -260, 30.06.1999 gün ve 1999/1-544-561, 22.03.2000 gün ve 2000/1-209-180, 27.02.2002 gün ve 2002/1-19-97, 09.06.2004 gün ve 2004/1-335-354, Yargıtay 7. H.D."nin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 - 4268, 14. H.D."nin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034 ve 20. H.D."nin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları) mahkemece işin esası incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir (H.G.K."nun 08.06.2011 gün ve 2011/1- 361 E. ve 2011/390 sayılı kararı).
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.