Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5862
Karar No: 2015/303

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/5862 Esas 2015/303 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/5862 E.  ,  2015/303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ...Köyü 105 ada 31 parsel sayılı 39776,13 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalı köy tüzel kişiliği adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Katılan gerçek kişiler ise, taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia ederek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı davaya katılmışlardır.
    Mahkemece, Hazinenin davasının reddine, katılan davacı gerçek kişilerinin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın krokide (A) harfiyle gösterilen 1195,68 m² bölümünün ..., (B) harfiyle gösterilen 4077,91 m² bölümünün ..., (C) harfiyle gösterilen 6796,65 m² bölümünün ...mirasçıları adlarına, (Ç) harfiyle gösterilen 16117,52 m² bölümünün ..., (D) harfiyle gösterilen 11588,39 m² bölümünün ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, mahkemece verilen bu ilk hüküm, davacı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.12.2009 tarih ve 2009/15539 E. - 18488 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle, “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Zira hükme esas alınan uzman orman ve fennî bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın yörede yapılan orman kadastro çalışmalarında kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanarak taşınmazın tahdit hattına göre konumunu gösteren kroki sunmuşlardır. Uzman bilirkişilerce yapılan uygulama yetersizdir, zira orman tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmak sureti ile bir uygulama yapılmamış ve sadece 2 orman tahdit noktası krokide işaretlenmiştir. Ayrıca, dosya içindeki orman tahdit evrakları da eksik olup, yörede orman kadastro çalışmalarının 4785 sayılı Kanun gözetilerek yapılıp yapılmadığı anlaşılamamıştır, ancak, çekişmeli taşınmazın öncesi ve hukukî durumunu belirlemek için hem orman tahdit harita ve tutanaklarının hem de eski tarihli resmî belgelerin uygulanması gerekmektedir.
    Bu nedenle; mahkemece ilgili Orman İşletme Müdürlüğünden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde değişik tarihlerde yapılan orman kadastro çalışmalarına ilişkin orman tahdit çalışma tutanakları, işe başlama, askı ilân tutanakları ile renkli orijinalinden çıkartılmış onaylı orman tahdit haritasının dosyaya getirtilmesi, öncelikle kesinleşen orman tahdit harita ve tutanaklarının uygulanması ile çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırı dışında kalıp kalmadığı belirlenmeli, yapılacak inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı saptandığında, orman niteliğindeki taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşulları ile taşınmaz iktisap edilemeyeceği gözönüne alınarak davacı Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Yapılacak inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı saptandığında ise, mahkemece çekişmeli taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları bulundukları yerden getirtilmeli, dava konusu yere en yakın kadastro parselleri ile güneyden komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları ilgili yerlerden getirtilmeli, yöreye ait bulunabilecek en eski memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafı ile 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerden getirtilerek bir orman, bir ziraat ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden keşif yapılarak memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman planı, münhanili harita ve topografya haritası çekişmeli taşınmaza ve çevresine uygulanarak haritalardaki konumu saptanıp, taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılmalı, anılan belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; çekişmeli taşınmaza komşu kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanaklarının dayanakları uygulanmalı, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; varsa taşınmazın üzerindeki ağaçların yaşları cinsleri dağılımları hususunda uzman ziraat bilirkişiden rapor düzenlemesi istenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hukuken ve bilimsel olarak ve Hukuk Genel Kurulunun 15.11.2000 gün ve 2000/20-1663/1694 sayılı kararında açıklandığı gibi eğimi % 12’nin üzerinde olan toprak ve orman muhafaza karakteri taşıyan funda veya makiliklerle örtülü yerlerin orman niteliğinde ve 6831 sayılı Kanunun 1/J bendi kapsamı dışında olduğu gözetilmelidir. Yukarıdaki yöntemle yapılan araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın evveliyatının ve fiili durumunun orman olmadığı saptandığı takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Öncelikle, 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğraflarında çekişmeli yerlerin henüz hiç işlenmemiş durumda olduğu saptandığı takdirde, henüz zilyetlik olgusunun başlamadığı, dolayısıyla zilyetlikle kazanma süresinin dolmadığı düşünülerek, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, üzerinde halen kültürel bir faaliyet bulunup bulunmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, yerel bilirkişi ile zilyetlik tanıkları, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit bilirkişileri de tanık olarak dinlenmeli, gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de Tapu ve Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden araştırma yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği” ne değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra katılan gerçek kişilerin davasının reddine, davacı Hazinenin davasının ise kabulüne ve dava konusu ... Köyü 105 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, katılan ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/11/2011 tarih ve 2011/12108- 13674 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, bozmaya uyulmuş ise de, gereği tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme hükme de yeterli değildir. Şöyle ki, hükmüne uyulan bozma kararında, çekişmeli taşınmazın imar-ihya yoluyla zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması istenmesine rağmen, mahkemece bozma sonrasında yapılan keşfe ziraatçı bilirkişi götürülmemiştir. Ayrıca, dosya arasında raporu bulunan orman bilirkişisi ...tarafından hazırlanan rapora ekli krokide taşınmaz 1958 tarihli memleket haritasında kısmen yeşil alan ve kısmen açık alanda kalmasına rağmen, bilirkişi tarafından “taşınmazın beyaz renkli ziraat arazileri ile yeşil renkli ağaçlık alanlar açık olarak görülmektedir” şeklinde belirtme yapılarak taşınmazının tamamının orman sayılmayan yer olduğu ifade edilmiştir. Mahkemece, bilirkişinin memleket haritası ile uyumsuz ve kendi içinde çelişkili raporundaki çelişkiler giderilmemiştir. Yine aynı bilirkişinin taşınmaz üzerinde 80-100 yaşlarında karaçam ağaçları bulunduğu ifade edilmesine rağmen, ağaçların sayısı, taşınmazın hangi bölüm veya bölümlerini hangi yoğunlukta kapladıkları ve kapalılık oranı belirtilmemiştir. Ayrıca, zilyetlik araştırması da gereği gibi yapılmamıştır.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için; daha önce bozma kararında belirtilen şekilde en eski ve 1985-1990"lı yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğraflarından yararlanmak sureti ile yeniden inceleme ve araştırma yapılmalı, yapılacak araştırma ile çekişmeli taşınmazın evveliyatının ve fiili durumunun orman olmadığı saptandığı takdirde, ise zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gereği"ne değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra katılan davacı gerçek kişilerin ve katılan Hazinenin davasının kısmen kabulüne; ... Köyü 105 ada 31 parsel sayılı taşınmazın 20/01/2014 tarihli fen bilirkişilerinin raporları ekinde bulunan krokide 31/E ile tanımlanan kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile, bu bölümün çamlık vasfıyla davacı T.C. ... adına, 31/A ile tanımlanan kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile, bu bölümün tarla vasfıyla ... adına, 31/B ile tanımlanan kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile, bu bölümün tarla vasfıyla ... adına, 31/C ile tanımlanan kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile, bu bölümün tarla vasfıyla asli müdahil Yakup Sağlam"ın mirasçıları adına payları oranında tesciline, 31/Ç ile tanımlanan kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile, bu bölümün tarla vasfıyla asli müdahil ... adına, 31/D ile tanımlanan kısma ilişkin kadastro tespitinin iptali ile, bu bölümün tarla vasfıyla asli müdahil ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından taşınmazın tamamının devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1982 ve 1985 yıllarında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
    1) Davacı Hazinenin dava konusu 105 ada 31 parsel sayılı taşınmazın (31/A), (31/B), (31/C) ve (31/Ç) kısımlarına yönelik temyiz itirazları bakımından;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (31/A), (31/B), (31/C), (31/Ç) kısımları orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2) Davacı Hazinenin (31/D) işaretli kısımlara yönelik temyiz itirazları bakımından;
    Mahkemece dava konusu taşınmazın (31/D) kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmişse de; yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın (D) harfi ile gösterilen kısmın doğusunda, 15-60 yaşlarında çam ağaçlarının olduğu kısımda yaklaşık 300-400 m2"lik hiç sürülmemiş bir alan bulunduğu ve eğimden dolayı bu kısımda hiç işlenme yapılmadığı bildirilmiş olmasına karşın, mahkemece bu kısım yönünden bir ayırım yapılmadan Hazinenin davası reddedilmiştir. Bu nedenle, mahkemece fen ve ziraat bilirkişiler eşliğinde yeniden yapılacak keşif ve inceleme ile; (D) harfli kısım içinde hiç kullanılmamış olduğu belirtilen bu kısım yönünden davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşulları oluşmadığından, davacı Hazinenin davasının bu kısım için kabulüne karar vermek gerekirken, (D) harfli kısmının tamamının davalılar adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup hükmün taşınmazın bu kısmı yönünden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı taşınmazın bilirkişi raporunda (31/A), (31/B), (31/C), (31/Ç) işareti ile gösterilen kısımlar yönünden davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu kısımlar yönünden ONANMASINA,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; hükmün davalı taşınmazın bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen kısım yönünden davacı Hazinenin temyiz itiralarının kabülü ile hükmün bu kısım yönünden BOZULMASINA 22/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi