11. Hukuk Dairesi 2014/12752 E. , 2014/20070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2009/1-2013/278
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.12.2013 tarih ve 2009/1-2013/278 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin TPE nezdinde "Marlboro" ve "L&M" markalarının hak sahibi ve bu markalı sigaraların üreticisi olduğunu, "Marlboro" ve "L&M" markasını taşıyan sahte ve taklit ürünlerin davalı tarafından Çin"den yüklenerek ATLAS isimli gemiyle taşındığını, diğer davalı olan CSAV Denizcilik Acentesi tarafından diğer davalı N..l Ç.e teslim edilmek üzere konteynıra yüklendiği hususunda ihbar aldıklarını, bunun üzerine Haydarpaşa Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ve İstanbul Kaçakçılık İstihbarat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme neticesinde konteynırın içinde tespit edilen Marlboro ve L&M marka sigaraların dosya ekinde de bulunan 30.12.2008 tarihli eksper raporu ile sahte olduğunun tespit edildiğini, marka hakkının 556 sayılı KHK ile koruma altına alınmış olduğunu, bu sebeple davalıların belirtilen fiillerinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini; ayrıca gerek TTK hükümleri gerekse de Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına göre acenteye doğrudan dava açılmasının mümkün bulunduğunu, bu nedenle davalı acentenin de aynı gerekçe ile sorumlu olması gerektiğini, ilgili KHK"nin 62/4. maddesi gereğince sahte ürünlerin masrafları davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmak suretiyle imhasının gerektiğini, 556 sayılı KHK"nın 76. maddesinde ihtiyati tedbir için öngörülen şartların hepsinin dava konusu olayda gerçekleşmiş olduğunu, bu nedenle de ihtiyati tedbir kararı verilerek, KHK"nın 77/b maddesi hükmü gereğince "sahte ürünlere el konulmasına, 556 sayılı KHK"nin 64. maddesi kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 YTL tutarında tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı C.. Denizcilik Acentesi A.Ş. vekili, dava konusu olayda C.."ın taşıyan NORASIA"nın Türkiye"deki acentesi olduğunu, uluslararası konteynır taşımalarında taşıtanın yükü konteynıra yükleyip, istifleyip konteynırı mühürlediğini ve bu şekilde taşıyıcı acentesine teslim ettiğini; bu nedenle taşıyanın konteynıra yüklenen yükün içeriği hakkında bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılardan A.. G.. davaya cevap vermemiş, diğer davalıların davaya katılımı sağlanamamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporlarına göre, davalı . Denizcilik Acentesi A.Ş."nin TTK"nın 1063 maddesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı, diğer iki davalı hakkında açılan davanın da takip edilmediği gerekçesiyle, davacı tarafından davalı C.. Denizcilik Acentası A.Ş. aleyhine açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile maddi tazminat talebine ilişkin davanın reddine, davalı D.. Fengyi Inc. C.. Ltd. ve davalı N. .. Konstrüksiyon İç ve Dış Ticaret Pazarlama Şti.-A.. G.. aleyhine açılan davanın davacı vekilince takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca davacının tescilli marka hakkına dayanarak açmış olduğu tecavüzün tespiti ve maddi tazminat davası olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davalı CSAV Denizcilik Acentesi A.Ş. aleyhine açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile maddi tazminat talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davalı şirketin gerek 23/12/2008 tarihli ordino ihbarlarını düzenlemesi, gerekse dava konusu ürünler için gümrük özet beyan formunu Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü’ne tescil ettirmesi ve dava konusu sahte ürünlerin ithalatına bu şekilde katkı sağlaması eylemlerinin, 556 sayılı KHK’nın 61/1-c maddesi gereğince markanın taklit edildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçla ithal etmek veya ticari amaçlı elde bulundurmak kapsamında olup eylemi markaya tecavüzün varlığı için yeterli olduğu, adı geçen davalı hakkındaki davanın reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.