20. Hukuk Dairesi 2014/8177 E. , 2015/380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Işıklı Köyü 133 ada 126, 132, 135, 139 ve 140 parsel sayılı sırasıyla 14663.62 m2, 3118.55 m2, 3473.84 m2, 1468.02 m2 ve 206.47 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 12.05.2011 gün ve 2011/3007-6072 sayılı kararında; çekişmeli 133 ada 132, 135, 139 ve 140 parsel sayılı taşınmazların evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından hükmün bu taşınmazlara yönelik olarak ONANMASINA, çekişmeli 133 ada 26 parsel sayılı taşınmaza yönelik mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin ise hüküm kurmaya yeterli olmadığı, davacının yargılama sırasında Ağustos 934 tarih 53 ve 55 nolu tapu kayıtlarına dayanmasına rağmen mahkemece davalının dayandığı tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmadığı, çekişmeli taşınmaza uyup uymadığının tespit edilmediği, bu nedenle Mahkemece, dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri dayanak tapu kayıtlarının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları ve dayanak tapu kayıtlarına dayanılarak ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dayanılan tapu kaydının mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanması, tapu maliki ile davacı arasında hukukî ve fiili irtibatın ne şekilde oluştuğunun araştırılması, komşu parsel dayanakları ile sınır denetiminin yapılması, dayanılan tapu kayıtlarının mahalline uyup uymadığının tespit edilerek tapu kayıtları mahalline uyuyor ise tapu kayıtlarının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınması, taşınmazın dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediğinin araştırılması gereğine değinilmiştir.
Davacı ..., tarafından, onanmasına karar verilen parsellere yönelik olarak Daire kararının düzeltilmesi talebi sonrasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.11.2011 gün ve 2011/13527-13361 sayılı kararında; davacının Ağustos 934 tarih, 53 ve 55 numaralı tapu kayıtlarına dayanarak çekişmeli yerlerin tamamını dava ettiği, bu delile hangi parselde dayandığını açıklamadığı, dolayısıyla tüm parsellerde bu kayda dayandığı, bu kaydın çekişmeli yerlere uyup uymadığının araştırılması gerektiği, kaldı ki; orman bilirkişisince yapılan inceleme ve araştırmanın da hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılması, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmesi, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağının sağlanması, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceğinin düşünülmesi, dayanak tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren getirtilerek yöntemince uygulanması, çekişmeli yerlerden hangisine ya da hangilerine ait olduğunun belirlenmesi, bu kayıtların kadastro sırasında dava dışı başka parsellere uygulanıp uygulanmadığının araştırılıp uygulanmışsa bunlara ait tutanaklar da getirtilerek kapsamının belirlenmesi, komşu parsellere ait tutanaklar ile varsa tespite esas tapu ve vergi kayıtları da uygulanarak bilirkişi anlatımlarının denetlenmesi, fen bilirkişisinden kayıt sınırlarının gösterir, keşfi izlemeye elverişli rapor ve kroki alınması, kayıtların hukukî değerini yitirip yitirmediğinin tartışılması, yörede orman kadastrosu seri usulle yapılmış olduğundan bu uygulamanın herhangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan Küpdağ serisi ormanları yönünden seri bazında yapıldığı ve köyün tamamını kapsamadığı, bu durumda; yörede seri usulde yapılan orman kadastrosunda, Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan yerlerin dışında kalan taşınmazların (orman sınırına bitişik olmayan taşınmazlar yönünden) orman kadastro komisyonlarınca incelemesinin yapılıp yapılamadığı ve niteliğinin belirlenip belirlenmediğinin değerlendirilmesi, o orman serisi dışında kalan yerlerde bir orman sınırlandırılmasının varlığından söz edilemeyeceğinden, bu nitelikteki taşınmazların orman olup olmadıkları ve hukuki durumlarının eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının uygulanması, üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı, eğimi ve çevresinin de incelenmesi sonucu belirlenmesi gereğine değinilerek Dairenin 12/05/2011 tarih ve 2011/3007- 6072 sayılı kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından çekişmeli 133 ada 126, 132, 139 ve 140 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılına seri bazda yapılıp 20/04/1969 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından çekişmeli 133 ada 126 sayılı parselin dava konusu edilen (A) harfi ile gösterilen bölümünün eğiminin % 15-20 civarında olup üzerinin orman ve orman altı florası ile kaplı olduğu, çekişmeli 133 ada 132 sayılı parselin eğiminin % 40-45 civarında olup üzerinin 40-50 yaşlarında değişen meşe ve gürgen ağaçları ile kaplı olduğu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler, tutanak tanıkları ve davacı tanığının davacının burada hiç bir zaman kullanımı olmadığına dair beyanda bulundukları, çekişmeli 133 ada 139 sayılı parselin eğiminin % 15-20 civarında olup üzerinin orman ve orman altı florası ile kaplı olduğu, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, davacının dayandığı Ağustos 1934 tarih 55 sıra numarasında kayıtlı tapunun çekişmeli taşınmaza uyduğu belirtilmişse de, 4785 sayılı Kanun ile hukukî değerini yitirdiği ve ormanlarda sürdürülen zilyetliğe de değer verilemeyeceği, çekişmeli 133 ada 140 sayılı parselin üzerinin orman ve orman altı florası ile kaplı bulunduğu bu haliyle taşınmazların eylemli orman niteliğinde olduğu, davacının dayandığı Ağustos 1934 tarih 53 sıra numarasında kayıtlı tapunun çekişmeli taşınmazlara uyum sağlamadığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi.