3. Hukuk Dairesi 2013/2333 E. , 2013/4039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 1996 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, davacının davalılar adına kayıtlı daireyi üzerindeki kısıtlılıklar kaldırıldıktan sonra tapuda adına tescil edilmek kaydı ile satın aldığını 400,00 TL"yi nakden ödediğini, dairenin davacıya teslim edildiğini, ancak, ... Valiliği tarafından davalıların hak sahipliğini iddia edildiğini, ardından...Toplu Konut İdaresinin davalıların tapusunun iptal edildiğini, dairenin...kanalı ile satışa sunulduğu, davacının satış iadesine katılarak oturduğu daireyi 27.794,40 TL ödeyerek tekrar satın almak zorunda kaldığını belirtmek suretiyle 15.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini vekaleten talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 35.000,00 TL"ye çıkarmıştır.
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşme tarihi itibariyle davalı müvekkillerinden... ve..."nin reşit olmadıklarını, bu sebeple davanın onlara yöneltilmesinin yanlış olduğunu, satış sözleşmesinden dava tarihine kadar aradan 13 yıl geçtiğini bu süre zarfında davacının taşınmazı adına tescil için hiçbir başvuruda bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalılardan ..."e yönelik davanın reddini, diğer davalılara yönelik davanın kısmen kabulüyle 8.804,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddedilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, harici satım sözleşmesiyle satılan tapulu taşınmazın ferağının verilmemesi nedeniyle rayiç değerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasında 06.12.1996 tarihinde adi yazılı şekilde mülkiyet naklini amaçlayan sözleşme yaptıkları ancak sözkonusu sözleşmenin kanunun aradığı şekle uygun olmadığı için geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Hukuken geçersiz sözleşmeler haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken denkleştirici adalet kuralları dikkate alınarak iadeye karar verilirken satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekir. Bu hesaplama yapılırken esas alınacak tarihin ne olduğu hususu önem arzetmektedir.
Somut olayda, ... Tapu Sicil Müdürlüğü"nün 28.03.2000 tarihli 3095-3405 sayılı yazısında 4378 Ada 1 Parselde kayıtlı bulunan ve içinde davalılar adına da tahsis edilen konutun bulunduğu 49 adet taşınmaza ait tahsis işleminin 21.03.2000 tarih ve 3095 yevmiye numarası ile iptal edilerek Hazine adına tescil edildiği, bu durum üzerine davalıların mahalli ... komisyonunun 2000-2 sayılı kararının iptali istemiyle, ... 9.İdare Mahkemesince istenilen idari işlemin iptali talebiyle dava açtıkları yapılan yargılama sonucunda anılan mahkemenin 30.04.2001 tarihli 2000/702 E. 2001/516 Sayılı kararında eldeki davada davalıların uyuşmazlığa konu daireyi amacına ve yasa maddesinin öngördüğü koşullara uygun olarak kullanmadıkları saptandığından bahisle tesis edilen idari işlemde mevzuata aykırılığın olmadığı hususunda hüküm kurulduğu, kararın temyizi üzerine Danıştay 8.Dairesinin 04.06.2002 tarihli kararı ile temyiz istemini reddettiği ve hükmün 04.06.2002 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davacıyı 04.06.2002 tarihi itibariyle gayrimenkulün kendisine tapu devrinin yapılamayacağını kesin olarak öğrendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının 04.06.2002 tarihi itibariyle gayrimenkulün tapu devrinin yapılamayacağının kesin olarak öğrendiği bu tarih itibariyle davacının taşınmazın satış bedeli olarak 06.12.1996 tarihinde davalılara ödemiş olduğu 400,00 TL"nin 04.06.2002 tarihi itibariyle ulaşacağı alım gücünün davacıya verilmesine karar verilmesi yönünde hüküm tesisi gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçelerle davacının ifanın imkansız hale geldiği tarihi konuttan tahliye edildiği Mayıs 2007 olarak esas alması ve Mayıs 2007 tarihine kadar ulaşan alım gücüne göre 8.804,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş, adi yazılı satış sözleşmesi sebebiyle davacının davalılara ödediği 400,00 TL"nin ifanın imkansız hale geldiği 04.06.2002 tarihi itibariyle bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan değerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.