21. Hukuk Dairesi 2018/583 E. , 2019/808 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava iş kazasından sürekli iş göremezlik iddiasına dayanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
1-Yerel Mahkemece, temyiz nispi karar temyiz nispi karar harcını yatırmayan davalı ... Ltd. Şti. vekiline, eksikliği ikmal için muhtıra tebliğ edilmiş, eksikliğin ikmal edilmediği gerekçesiyle 13/02/2015 tarihli Ek Karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, 6100 sayılı HMK"nın 344. Maddesi (1086 s. HUMK m. 434/3. Maddesi) kapsamında eksik harç ve giderlerin tamamlanması istemiyle bir muhtıra düzenlenmeli ve bu muhtırada, yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmelidir; buna yönelik olarak da ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı, yatırılma merci ile süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. (H.G.K"nun 1.10.1969 gün ve 1969/2-47-719, 30.11.2005 gün ve 2005/5-634-680, 9.5.2007 gün ve 2007/12-278-249 Esas Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Somut olayda; bu gereklere uygun bir muhtıra çıkarılmadığı, eksik harcın "mahkeme veznesine yatırılması" ihtarının bulunmadığı, yine tamamlanması istenilen harç miktarının doğru hesaplanmadığı, bu yönleri ile temyiz harç muhtırasının usule uygun olmadığı, davalı şirket adına daha sonra eksik temyiz nispi karar harcının tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemece usulüne uygun olarak çıkartılmayan muhtıranın davalı vekili tarafından kesin süre içerisinde yerine getirilmediği gerekçesiyle Mahkemenin “temyiz dilekçesinin reddi” kararının, yukarıda özetlenen mevzuat kapsamında ek kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA,
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre davalılar ..., Hacı Ali Şahin ve Zeysi Cam Ltd. Şti.ye ait temyiz itirazlarında, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair itirazların reddine;
3-Dava, iş kazasına bağlı yaralanma sebebiyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, iş kazasında yaralanan müvekkili lehine 100,00TL maddi, 30.000,00TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, Mahkemece 28/09/2012 tarihli kararda sübut bulmadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, 2.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; Dairemizin 28/03/2013 tarihli 2012/21659 esas 2013/6066 karar sayılı ilamında, 3 ay istirahatli olan davacının bu süre zarfında %100 iş ve gücünden mahrum kaldığı ve maddi zarara uğradığı gözetilerek, geçici iş göremezlik ödemelerinin tenzili ile birlikte maddi tazminatın hesaplanması ve bu yönde hüküm tesisi ile manevi tazminatın az olduğu değerlendirmesi neticesinde bozmaya karar verilmiştir. Bozma ilamına uyan mahkemece bu defa 17/12/2014 tarihli kararda, maddi zararın hesaplanması üzerine ve taleple sınırlı şekilde 100,00TL maddi, 18.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler ve önceki bozma kapsamı gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 18.000,00TL manevi tazminatın bu sefer de fazla olduğu ortadadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olduğundan karar bozmayı gerektirmektedir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine
11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.