Davacı, kuruma çalışan işçilere göre prim ödendiğini ve işin niteliğine uygun olmayan eksik prim tahakkukuna yapılmış olan itirazın reddine ve yasaya aykırı bulunması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı şirket, dava konusu işle ilgili olarak kurumun % 15 işçilik oranı uygulamak suretiyle ek prim tahakkukuna ilişkin işlemlerinin iptalini istemiş, Mahkeme bilirkişi heyetinin % 10 işçilik oranı üzerinden yaptığı hesaplamayı dikkate alarak yazılı şekilde karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı şirketin Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünden, Genel Müdürlüğe ait ek hizmet binasının 13.katının yükseltilmiş döşeme, perfore asma tavan ve bunlara bağlı elektrik tesisat ve diğer inşaat işleri, işini aldığı, işin 5.7.2001-7.9.2001 tarihleri arasında bitirildiği ve kuruma bildirimlerin yapıldığı SSK. müfettişlerince yapılan denetim sonucu tutulan 25.3.2004 tarih 25/21 sayılı rapor ile işyerinden bildirilmesi gereken işçilik oranının % 15 olduğu tesbit edilerek 5.465.761.375.-TL. eksik işçilik bildiriminde bulunduğu belirlenmiş buna göre hesaplanan 1.940.345.288.-TL. prim , 4.739.794.790.-TL: gecikme zammı olmak üzere toplam 6.680.140.078.-TL."nin ödenmesini davacı şirketten 21.6.2004 tarihli yazıyla istendiği, yapılan itirazın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Karara esas alınan bilirkişi raporunda inşaat işyerinde keşif yapılmasına karşılık, işin niteliği belirlenmeksizin 3.9.1999 tarihli, 16-192 sayılı Genelge yerine 7.7.1994 tarihli 16-86 sayılı Genelge üzeinden % 9 işçilik oranı belirlenmiş, ancak davacı vekilinin talebinin dikkate alındğı belirtilerek % 10 işçilik oranı üzerinden hesaplama yapılarak sonuca gidilmiştir. Asgari işçilik oranının somut dayanaklarını göstermeyen, yanlış değerlendirme ile belirleme yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak içerik ve nitelikte bulunmadığı açıktır.
3.9.1999 tarihli 16-192 sayılı Ek Genelgenin 53.sırasında, banka binasının tadilatı ve dekorasyonu işi için % 10 işçilik oranı, 65.sırasında yer alan bina onarımları başlığı altında yer alan çeşitli bina onarımı işleri içinde ise, % 15 işçilik oranı belirlenmiştir. Davacı şirketçe alınan iş, ek hizmet binası 13.katının yükseltilmiş döşeme, perfore asma tavan ve bunlara bağlı elektrik, tesisat ve diğer inşaat işleri olduğuna göre, öncelikle keşif yapılarak ve dosyadaki bilgilerden yararlanılacak işin tadilat ve dekorasyon niteliğindemi yoksa çeşitli bina onarımı niteliğindemi olduğu veya her iki niteliğide ihtiva edip etmediği yada başka bir nitelikte bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından Genel düzenleyici idari işlem niteliğindeki genelgelerle 1.1.1994 tarihinden itibaren başlatılan ve halen sürdürülmekte olan ihaleli işlerle, özel bina işleri hakkındaki asgari işçilik uygulamalarına göre, bu işlerde işin yürütümü için bildirilmesi gerekli olan asgari işçiliğin bildirilip bildirilmediğinin tesbitinde genelgelere ekli listelerde belirtilmiş işçilik oranlarının, bu oranlara itiraz edilmesi yada listelerde işin niteliğine uygun oranın bulunmaması halinde Bayındıklık Bakanlığı birim fiyat analizleri gözönünde bulundurularak hak ediş raporuna yansımış imalat miktarı, işte kullanılan teknoloji ve diğer somut kriterler esas alınarak, teknik usullerle işçilik oranının belirlenmesi ve bu orana göre noksan işçilik olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu tür işlerden anlayan uzman bilirkişi heyetine yukarıda açıklandığı şekilde işin niteliğini tespit ettirerek, 16-192 sayılı Genelgede karşılığının bulunup bulunmadığı belirlenip işçilik oranına ve miktarını buna göre hesaplatmak, Genelgede işin niteliğine uygun oran bulunmaması halinde ise izah edildiği şekilde işçilik oranını ve miktarının tespit ettirerek sonuca gitmek gerekirken yetersiz bilirkişi raporu itibariyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.