3. Hukuk Dairesi 2013/1006 E. , 2013/4100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 9.649 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilleri olan davacıların açtıkları dava sonucunda dava konusu parsellerin müvekkillerinin imar-ihya ederek narenciye bahçesi ve tarla haline getirmeleri sebebiyle tapularının iptal edilerek müvekkilleri adına tesciline karar verildiğini, Yargıtay"ca onanarak 08.11.2010 tarihinde kesinleştiğini, davalı idarenin dava konusu taşınmazların mirasçıları bilinmiyormuş gibi dava açtıkları, Mersin 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/698-1683 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazlara Mersin Defterdarının İdare Kayyımı olarak atandığını, davacıların, davalının açtığı ihaleye katılarak bu taşınmazlara kira bedeli olarak toplam 9.649,50 TL ödediklerini, sonradan kayyumluk kararının kaldırıldığını, müvekkillerinin kendilerine ait taşınmazlara kira bedeli ödediğini beyan ederek, bu bedelin idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, dava konusu parsellerin malik hissedarlarının ölmüş olması sebebiyle kayyım atandığını, davacılar adına tescil edildiği tarihe kadar Defterdarlıkça Kayyım Bürosu tarafından idare edildiğini, davacıların ihaleye katılarak taşınmazları kiraladıklarını ve kullanım karşılığı olarak 2007 ve 2008 yılı için Kayyım Bürosuna 9.649,50 TL kira bedeli ödediklerini, davacıların kira bedeli ödeyerek kiraladıkları taşınmazın maliki oldukları yönünde kesinleşmiş bir karar bulunmadığından 14.10.2010 tarihinde kesinleşen Tapu İptal ve Tescil kararlarına istinaden geriye dönük kullanımları karşılığında ödedikleri kira bedelini istemelerinin yerinde olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak 18.10.2005 tarihinde davalı defterdarlığın kayyum olarak atandığı, kayyum sıfatı ile taşınmazların kiralanması için ihale açtığı ve davacıların da bu ihaleye katılarak taşınmazları kiraladıkları, kira bedeli ödeyerek kullandıkları sabittir.
Davacılar tarafından, taşınmazlara ilişkin olarak tapu iptali ve tescil davası açıldığı, bu davada davalının ihbar edilen 3.kişi konumunda olduğu, mahkemece davanın kabulü ile taşınmazların davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, bu kararın ise 04.10.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Akabinde de davacılar tarafından, davalının kayyum olarak atanmasına ilişkin kararın iptaline dair dava açıldığı, 07.04.2011 tarihinde mahkemece davanın kabulü ile, kayyumluk kararının iptal edildiği görülmüştür.
Davacılar, tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihi olan, 14.10.2010 tarihi itibariyle taşınmazlarda malik sıfatını kazandıklarından dolayı, ancak bu tarihten sonrası için, taşınmazlarda tasarruf yetkisine sahip olacaklardır. Bu tarihten öncesinde, usulüne uygun olarak verilmiş mahkeme kararları ile davalı defterdar tasarruf yetkisine haiz olacağından, taşınmazları kiralama yetkisi de ona aittir.
Dava konusu taşınmazların, kira bedeli ödenmek suretiyle davalıdan kiralanması, tapu iptal ve tescil davasından önceye ait olduğundan, tapu iptal davasından geriye yönelik olarak, ödenen kira bedellerinin davalıdan istenmesi mümkün değildir.
Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.