11. Hukuk Dairesi 2014/13907 E. , 2014/20209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 28. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2014
NUMARASI : 2014/92-2014/120
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 28. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/05/2014 tarih ve 2014/92-2014/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 28.12.2007 tarihli protokol ile davalı tarafından ödenmiş tahsil, ceza evi ve tapu alım-satım harçlarının geri alınması halinde, geri alınan tutarın bankanın döviz satış kurundan USD"ye çevrilerek borçluların bankaya karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olmaları koşuluyla müvekkilinin hesaplarına alacak kaydedileceğinin hüküm altına alındığını, icra takiplerinde ödenen harçların 29.02.2008 tarihinde iade alındığının müvekkiline bildirildiğini, bu durumun icra dosyalarından da sabit olduğunu, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 331.280 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının tüm edimlerini yerine getirmesi koşuluyla harçların iadesinin kararlaştırıldığını, protokole dayalı edimlerini zamanında ve gereği gibi ifa etmediğini, 28.12.2007 tarihli protokolün hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle ek protokoller yapıldığını, dayanak protokolün hükmünün kalmadığını, 22.10.2009 tarihli üçüncü şahsın verdiği teklif ile borcun tamamen tasfiye edildiğini, sonrasında harç tahsil edilmediğini, alınan harçların da kredi borcundan mahsup edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizin 10.12.2013 tarih, 2012/8170 E.-2013/22564 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, 28/12/2007 tarihli protokol gereği davacı tarafça 31/12/2008 tarihinde ödenmesi gereken borcun ödenmemesi üzerine bu protokole ek olarak 01/02/2009 tarihli ek protokolün imzalandığı, davacının protokol çerçevesinde harç bedellerini iade alabilmesi için bankaya karşı tüm edimlerini yerine getirmesi şartının öngörüldüğü, davacının protokol gereği ödemelerini eksiksiz olarak yaptığını gösterir bir kaydın bulunmadığı, ancak bankaca dava konusu harçların protokol taraflarından olan dava dışı Has Yapı A.Ş"nin mevduat hesabına alacak geçirilmesi karşısında davacı bankanın harçların iadesini kabul ettiğinin anlaşıldığı, 28/12/2007 tarihli protokolün 4. maddesi hükmü ile harçların davacı şirket hesabına iade edileceğinin ayrıca kararlaştırıldığı, buna göre davacının dava konusu harç bedellerini isteme hakkının doğduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 242.619,40 TL"nin 48.219,40 TL"sine 20/09/2007, 165.690 TL"sine 03/03/2008, 28.710 TL"sine 30/01/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki protokol gereği davalı tarafça iade alınan harçların davalıya iade edilmemesi sebebiyle alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, 25.08.2011 tarihli raporda banka tarafından yatırılan harçlardan 03.03.2008 ve 30.01.2009 tarihinde iade alınan harç bedelleri toplamının 194.400,00 TL olduğu belirtilmiş, 02.12.2011 tarihli ek raporda ise, davalı bankaca 2.365,90 TL ve 45.833,50 TL harçların 20.09.2007 tarihinde iade alındığı iddiasının netleştirilmediği, bu harçlara ilişkin muhasebe işlem fişlerindeki izahat doğrultusunda ilgili mahkeme kararlarının istenilerek dava konusu olayla ilgisi olup olmadığı belirlendikten sonra, bu ödemelerin de dava konusu olabileceğinin kabulü halinde önceden tespit edilen tutara ilave edilerek hesaplama yapılabileceği, ayrıca bu işlemlerin tarihinin harçların iadesini öngören sözleşme tarihinden önce olduğu, ancak hukuki niteleme sonucunda bunların da harçlara eklenmesi yönünde mahkemece kanaate varılırsa alacak tutarının 242.619,40 TL olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, mahkemece seçenekli olarak sunulan bilirkişi raporuna karşı hangi gerekçe ile 242.619,40 TL"nin tahsiline karar verildiği anlaşılamadığı gibi, davalının bankacılık uygulaması gereği kredi ödemelerinin doğrudan kredi hesabına yapılamadığı, kredi borçlusunun mevduat hesabına aktarılıp oradan mevduat hesabından virman yapılmak suretiyle kredi borcundan mahsup edildiği yönündeki itirazları da mahkemece değerlendirilmemiştir. Buna göre, yetersiz gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.