20. Hukuk Dairesi 2020/1339 E. , 2020/2468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri... köyünde bulunan taşınmazın arazi kadastrosu sırasında sehven tespit harici bırakıldığını, bu yere ait tapu kayıtlarının bulunduğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Müdahil Orman Yönetimi taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini istemiştir. Dava konusu taşınmaz dava tarihinden sonra, ancak, karar tarihinden önce idari yoldan arazi niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne 367 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 5948,60 m² ve (B) harfi ile gösterilen 3832,15 m²"lik toplam 9780,75 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 14/10/2014 tarihli ve 2014/6844 – 8421 E.-K. sayılı kararıyla, taşınmazın orman kadastrosuna göre konumunun, kesinleşen orman sınırları içinde kalıp kalmadığının, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları uygulanarak, zeminde araştırma yapılarak orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, orman sayılan yerlerden olmadığının belirlenmesi halinde davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığının, tapu kayıtları kapsamadığı takdirde 3402 sayılı kanunun 14 ve 17. madde şartlarının oluşup oluşmadığının kararda belirtilen yöntemle araştırılarak bir karar verilmesi gereklerine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda asli müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine, davanın davalı ... (Öncesinde Poyrazköy) bakımından pasif husumet yokluğundan reddine, Maliye Hazinesi bakımından kabulü ile, İstanbul ili, Beykoz ilçesi, Poyraz mahallesi, Fil burnu mevkiinde bulunan 367 sayılı parselin 11/10/2016 tarihli orman ve fen bilirkişisi raporunda ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 5.948,60 m² lik kısmı ile (B) harfi ile gösterilen 3.832,15 m² lik kısmı olmak üzere toplam 9.780,75 m² lik kısmının tapusunun iptali ile, bu kısmın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve asli müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Tescil davası olarak açılan dava, yargılama sırasında taşınmazın tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tesciline dönüşmüştür.
Yörede 1939 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu bulunmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1939 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1985 yılında 2896 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ile 1967 yılında yapılan genel arazi kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 06/07/2020 günü oy çokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri... köyünde bulunan taşınmazın arazi kadastrosu sırasında sehven tespit harici bırakıldığını, bu yere ait tapu kayıtlarının bulunduğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmaz dava tarihinden sonra idari yoldan arazi niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne 367 parselin (A) harfi ile gösterilen 5948,60 m² ve (B) harfi ile gösterilen 3832,15 m²"lik toplam 9780,75 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce özetle; “davacı taraf dayanağı tapu kayıtlarının uygulanması ve orman araştırması yapılması“ gerektiğinden karar bozulmuştur .
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; asli müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine, davanın davalı ... (Öncesinde Poyrazköy) bakımından pasif husumet yokluğundan reddine, Maliye Hazinesi bakımından kabulü ile, İstanbul ili, Beykoz ilçesi, Poyraz mahallesi, Fil burnu mevkiinde bulunan 367 sayılı parselin 11/10/2016 tarihli orman ve fen bilirkişisi raporunda ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 5.948,60 m²"lik kısmı ile (B) harfi ile gösterilen 3.832,15 m²"lik kısmı olmak üzere toplam 9.780,75 m²"lik kısmının tapusunun iptali ile, bu kısmın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve asli müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 713/2. maddeye göre açılan zilyetliğe dayalı tescil davası iken yargılama esnasında idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşması nedeniyle tapu iptali ve tesciline dönüşmüştür.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı dayanağı olan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de eksik inceleme sonucu karar verilmiştir. Dayanak tapu kayıtları yörede yapılan toprak tevzii çalışmaları sonucu oluşmuştur. 92 numaralı tapu kaydı 6.800 metrekare yüzölçümlü olup şarken: cemeyn yol, garben: kendi tarlası, şimalen: fundalık okumaktadır. Dayanak 93 nolu tapu kaydı ise 10.650 metrekare yüzölçümlü olup şarken: kendi tarlası, garben: fundalık, şimal ve cenup yönü ise yol okumaktadır. İhtiva ettiği hudutlar itibariyle tapu kayıtları her yere
uyabilen kayıtlardandır. Bu sebeble tapu kayıtlarının dayanağı olan toprak tevzii çalışmalarına ait tüm belgeler, belirtmelik tutanakları, tablendikatif, toprak tevzii haritası getirtilerek mahalline uygulanmalı, kadastro paftası ile toprak tevzii haritası çakıştırılmak suretiyle taşınmazın konumu belirlenmeli tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Tapu kayıtlarının toplam miktarı 17.450 metrekare olduğu halde mahkemece tapu kayıtları nedeniyle toplam 9.780,75 metrekarenin davacı taraf adına tesciline karar verilmiş olması da tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza aidiyetinin ispatlanamadığını ifade etmektedir.Tapu kaydı uymadığı takdirde % 10 ila 40 eğimli ve üzerinde çoğunlukla katırtırnağı, akçaçeşme, yabani böğürtlen gibi tek ve çok yıllık otsu bitkilerin olduğu taşınmaz üzerinde mülkiyet kazanmaya elverişli zilyetliğin bulunmadığı da nazara alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz. 06.07.2020