3. Hukuk Dairesi 2013/2800 E. , 2013/4226 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davacı şirket ile dava dışı...arasında görülen iş davasında mahkemece karar verilip, mahkeme kararının temyiz edilmesi aşamasında dava dışı Nevin"in davadan feragat etmesi nedeniyle Yargıtay 9.HD tarafından kararın bozularak mahkemesine gönderildiğini ve mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verilip, red kararında, dava dışı ... vekili olan davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ancak davalı tarafından, iş mahkemesinin bozmadan önceki ilk kararında hükmedilen vekalet ücreti alacaklarının tahsili için davacı aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde vekalet ücretlerinin haksız olarak davacıdan tahsil edildiğini belirterek haksız olarak tahsil edilen vekalet ücretlerinin iade edilmemesi üzerine girişilen takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; İİK 72/7 maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının cebri icra tehdidi altında 11.10.2010 tarihinde ödediği bedeli İİK m.72 gereği genel hükümler çerçevesinde mahkemeye başvurarak geri iadesini talep etmesi gerekirken ödenen bedelin istirdatı için ilamsız icra takibi yaptığı, davalının icra takibine itiraz ettiği ve davalının itirazının haklı ve yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
İcra İflas Kanunun ""icranın iadesi"" başlığı altında düzenlenen 40. maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yolu ile geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür.
Buna göre, bir ilam tamamen icra edildikten sonra Yargıtay"ca bozulursa, icra hemen eski haline iade edilmez. Bunun için, hükmü veren mahkemenin Yargıtay"ın bozma ilamına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmiş olması gerekir.Mahkemenin bozma kararına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmesi üzerine borçlu, icra dairesinden (daha önce yapılmış olan ilamlı icra takibi dosyası üzerinden) icranın tamamen veya kısmen eski haline iade edilmesini isteyebilir.( m 40,II) İcranın eski haline iade edilebilmesi için borçlunun bir ilamlı icra takibi yapmasına ve alacaklıya icra emri gönderilmesine gerek yoktur. Bu nedenle borçlunun, bu halde icra dairesinden icranın iadesini isteyeceği yerde ayrı bir dava açmasında hukuki yararı yoktur.
İcra dairesinin, icranın iadesi talebinin kabulüne veya reddine ilişkin kararına karşı şikayet yoluna başvurulabilir. Icra mahkemesinin şikayetin kabulüne veya reddine ilişkin kararları, takip konusu alacakta ihtilaflı kalan değer veya miktarın temyiz sınırını geçmesi şartı ile temyiz edilebilir.( m.363-366)
Somut uyuşmazlıkta dava konusu para, davacıdan ilama dayalı olarak icra marifetiyle tahsil edildiğine göre bu durumda davacının dava açmasına veya takip yapmasına gerek olmaksızın ilgili icra müdürlüğüne müracaatla icranın eski haline getirilmesini talep etmesi yeterli ve gerekli olup, bu nedenle açtığı işbu davada hukuki yararı bulunmamaktadır. (Y.11 HD.2011/3118 E.2012/9678 K. HGK 22.06.2011 gün 2011/11-367 E.2011/439 K.)
Bu nedenle mahkemece, davacının haksız olarak ödediğini ileri sürdüğü alacağının iadesi için İİK "nun 40.maddesi çerçevesinde işlem yapılmasını isteyecek yerde, ayrı bir takip ve davaya konu etmekte hukuki yararının bulunmadığı belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle davanın reddi doğru olup hükmün gerekçesinin açıklandığı şekliyle HUMK"nun 436/4 maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 370/4 ve Ek 3.maddesi gereğince düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, 3,15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.03.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.