20. Hukuk Dairesi 2014/6060 E. , 2015/552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili 09/05/2012 havale tarihli dilekçesinde; ... Mahallesinde kain 264 ada 4 parsel sayılı taşınmazın yörede yapılan kadastro sırasında davalı gerçek kişiler adına tesbit gördüğünü, tesbite ... Kadastro Mahkemesinin 2004/99 Esas ve 2004/5 Karar sayılı dosyası ile ... tarafından dava açıldığını, ancak, davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine kararın 10/07/2006 tarihinde kesinleştiğini, aynı taşınmaza ilişkin Orman Yönetimi tarafından da ... Kadastro Mahkemesinin 2004/36 Esas ve 2005/48 Karar sayılı dosyasında tesbite itiraz edildiği taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescilinin istendiği, bahsi geçen kararda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının iptaline ve orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 13/07/2007 tarihinde kesinleştiğini, her iki dosyanın birleştirilerek beraber görülmesi gerekirken, temyiz edilmeksizin ferâgat nedeniyle red ile sonuçlanan kararın 10/07/2006 tarihinde kesinleşerek dava konusu taşınmazın hükmen davalılar adına tescil edildiğini, bu nedenle orman olarak tapuya tescili yönünde verilen kararın infazının mümkün olmadığını belirterek.
Aynı dava konusu taşınmaza ilişkin olarak birbirine aykırı iki hüküm bulunduğunu bu nedenle ... Kadastro Mahkemesinin 2004/99 E. sayılı dosya üzerinden yargılamanın yeniden yapılarak kararın kaldırılması ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen dosya doğrultusunda dava konusu taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, ... Kadastro Mahkemesinin 14/06/2004 tarihli 2004/99 Esas, 2004/5 Karar sayılı kesinleşmiş kararının iptali ile yine ... Kadastro Mahkemesinin 29/07/2005 tarihli 2004/36 Esas, 2005/48 Karar sayılı kesinleşmiş kararı gereğince dava konusu ... İlçesi, ... Mahallesi 264 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. madde hükümlerine göre yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk muhakemeleri Kanununun 374. maddesinde “yargılamasının iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı verilebilir” denmektedir. HMK"nun yargılamanın iadesini mümkün kılan sebepleri sayan 375. maddesinin 1. fıkrasında ise; yargılamanın iadesi sebepleri sıralanmıştır. Anılan Kanun hükmünde;
MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması,
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tesbit edilmiş olması.” denilmektedir.
Somut olayda; davacı ..."ın ... ve diğerleri aleyhine askı ilân süresi içinde Kadastro Mahkemesinde açtığı ve ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu 264 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına tescilini istediği 2004/99 E – 2004/5 K sayılı dava dosyasında feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve bu kararın 10/07/2006 tarihinde kesinleştiği,
Yine aynı parsele ilişkin Orman Yönetimi tarafından askı ilân süresi içersinde Kadastro Mahkemesinde açılan 2004/36 E – 2005/48 K sayılı dava dosyasında davanın kabulü ile davalılar adına yapılan tesbitin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği,hükmün bu dosyada davalı olan diğer dosyanın ise davacısı olan ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/04/2007 tarih 2006/16817 E. - 2007/5277 K sayılı kararı usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verildiği, hükmün karar düzeltme yoluna başvurulmadığından 13/07/2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Orman Yönetimi tarafları ve konusu aynı olan bir birine aykırı iki farklı kesinleşmiş hüküm bulunduğu ve davacı gerçek kişi tarafından açılan davada verilen hükmün tapuda infaz edilmesi nedeniyle kendileri lehine olan hükmün infazının yapılamadığını belirterek ,yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulü ile Kadastro Mahkemesinin 2004/99 E. – 2004/5 K. sayılı hükmünün iptal edilerek çekişmeli 264 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Esasen kadastro tesbitine itiraz davası sonucunda gerçek kişinin açtığı dava sonucu verilen feragat nedeniyle ret ve tescil kararı kesinleşmiş ise de Orman Yönetimi"nin aynı parsele ilişkin usulünce açılmış bir davası bulunduğundan önceki kararın kesinleşmesi ve tapuda infazının sağlanması hukuken olanaklı değildir. Mahkemece, doğru sicil oluşturulması için aynı parsele ilişkin açılan kadastro tesbitine itiraz davalarının birleştirilek görülmesi gerekli ise de, bu husus gözardı edilerek davalar ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılarak aynı parsele ilişkin iki ayrı kesinleşmiş karar oluşmasına neden olunmuştur.
Orman Yönetimi yargılamanın yenilenmesini istediği davada taraf değildir. Dolayısıyla somut olayda 375/1-ı bendine göre birbirine aykırı iki ayrı kesinleşmiş hüküm varsa da tarafları aynı olan iki dava bulunmamaktadır. Bu nedenle Orman Yönetimi açısından davada 6100 sayılı H.U.M.K.’nun 375. maddesinde sayılı yargılamanın iadesi nedenleri bulunmamaktadır. Orman Yönetiminin açtığı davada, önceki kesinleşen davanın davacısı ... ve davalı olan gerçek kişilerin de davalı sıfatıyla taraf olduğu ve tüm savunma ve iddialar değerlendirilerek hüküm kurulup Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, önceki kesinleşmiş kararın infazının yapılmış olmasının hukuken bir anlam ifade etmediği de gözönünde bulundurularak, ... Kadastro Mahkemesinin 2004/36 E – 2005/48 K sayılı kesinleşen kararının tapuda infazının yapılması her zaman olanaklı olduğuna göre davacı Orman Yönetiminin yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/01/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.